Eğitimle ilgili bir okurum, “yabancı öğrenci sorunu”ndan bahsetti ve şu bilgileri verdi:
Bu, büyük bir sorun ve 5 farklı yıkıma götürüyor:
1-Türk öğrenciler, ayrımcılığa uğradıklarını anlıyorlar ve yurtdışına gidiyorlar; yeteneklerini başka ülkeler için kullanıyorlar.
2-Türkiye'nin okuttuğu, daha doğrusu okutmaya çalıştığı bu kalitesiz yabancı öğrenciler, diplomalarını alır almaz gelişmiş Batı ülkelerine gidiyor.
3-Akademisyenler üniversiteleri bırakıyor ve başka ülkelere göç ediyor, çünkü bu yabancı öğrenciler Türkçe bilmiyor, İngilizce bilmiyor; ders sırasında zorluk çıkarıyorlar ve ders veren akademisyenlere yük oluyorlar.
4-Parasıyla gelip kaliteli eğitim almak isteyen zeki ve yetenekli yabancı öğrenciler, hiçbir şey bilmeyen bu düşük kaliteli yabancı öğrencilerle aynı ortamda eğitim-öğretim gördüklerini, haksızlığa uğradıklarını anlıyorlar ve Türk üniversitelerinden ayrılıp yabancı üniversitelere geçiş yapıyorlar.
5-Türk üniversitelerinde verilen diplomalar yurtdışında kabul görmemeye başladı. Ukrayna ve Azerbaycan diplomaları gibi...
***
Konuyla ilgili “akademik link”te konuşmalar yapan bir öğretim üyesi, Türkiye’deki “yabancı öğrenci pazarı” için Afrika ülkelerinde Türkiye’ye öğrenci gönderen acentalar kurulduğunu, Afrika ülkelerinden gelen Türkçe veya İngilizce bilmeyen öğrencilere diploma verildiğini yüksek lisans ve doktora düzeyinde de durumun aynı olduğunu anlatıyor...
Peki devlet üniversitelerinde durum nedir?
Bu akademisyenin youtube linkinde yorum gönderen bir Türk öğrenci, “Devlet üniversitesinde diş hekimliği okuyorum. Daha Türkçe konuşamayan öğrenciler sınıf geçiyor. Hiçbir şey bilmeyen insanlar bizlerle aynı sınıfta. Kontenjanlar çok yüksek, kalite çok düşüyor. Sınıfın yarısı yabancı uyruklu... Okulun altyapısı yetersiz kalıyor.” diyor.
***
Konuyu incelediği makalesini https://www.anayasa.gen.tr/iktibas.htm linkli sitede paylaşan Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler ise “Üniversitelerde Yabancı Öğrenci Sayısı Sorunu”na dikkat çekiyor...
Gözler’in bu makalesi, “Akademinin Değersizleşmesi Üzerine” başlıklı makalesine ikinci bir ek niteliği taşıyor.
Gözler Hoca, “Türkiye’de 2018-2019 öğretim yılı itibarıyla tam 154.505 (yüz elli dört bin beş yüz beş) yabancı öğrenci var. Yeni kayıt yaptıranların sayısı 52 585 ” diyor.
Gözler Hoca özetle şöyle diyor:
* “Bursa Uludağ Üniversitesinde 3349’u erkek ve 2081’i kadın olmak üzere toplam 5430 yabancı öğrenci vardır. Yani sadece Bursa Uludağ Üniversitesindeki yabancı öğrenciler için bir üniversite kurulabilir.
* Türkiye’ye gelen öğrencilerin çoğunluğunun Asya’nın Afrika’nın çeşitli ülkelerinden geldiğini görüyoruz. Türk üniversitelerinin uluslararasılaşması değil, gerçekte Afrikalılaşması söz konusudur.
* Türkiye’ye gelen öğrencilerin bir kısmı ‘Türkiye Bursları Programı’ çerçevesinde Türkiye’ye gelmektedir. Bu öğrencilere seviyelerine göre 700, 950 ve 1400 TL’lik aylık burs ödenmektedir. Bunun yanında öğrencilerin geliş ve gidiş uçak biletleri, üniversite öğrenim ücretleri, genel sağlık sigortaları, Türkçe dil kursu ücretleri de karşılanmaktadır. Burs kapsamında konaklanma imkânı da sağlanmaktadır.
* Yükseköğretim kurumlarına yerleştirilen önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerdeki öğrencilerin ödemeleri gereken öğrenim ücretleri, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı bütçesinden karşılanmaktadır.
* Yüksek lisans ve doktora seviyesindeki yabancı öğrencilerin, yazdığı metinler çoğunlukla anlaşılmayacak kadar kötüdür.
* Türkiye parasını yabancı öğrencilere harcamayı bırakmalıdır. Kıt kaynaklarını israf etmekten vazgeçmelidir.
* ’Türkiye Bursları Programı’ çerçevesinde çok sınırlı bir sayıda öğrenciye burs verilmelidir. Diğer yandan Türkiye Bursları Programının, öğrencileri üniversitelere yerleştirme yetkisine de son verilmelidir.
* Yabancı öğrenciler de Türk öğrencilerle aynı şartlarla, aynı sınavlarla üniversiteye kabul edilmelidir. Yabancı öğrencilerden eğitim maliyetini yansıtan gerçekçi öğrenim ücretleri alınmalıdır. Yabancı öğrencilerin kayıt ücretleri, devlet tarafından karşılanmamalıdır. Çok sınırlı bir kesimi dışında, yabancı öğrencilere burs verilmemelidir.”
***
Görüldüğü gibi özel üniversiteler, ticarethane gibi kullanılmakta, devlet üniversiteleri ise Gözer Hoca’nın tespitiyle “iktidarın siyasi projeleri doğrultusunda” değersizleştirilmektedir. Üniversite diploması ayağa düşürülen bir ülkenin geleceği nasıl olur?