Yeni reform ve toprak talepleri gerçekten demokratikleşme ve özgürlük amaçlı bir talep mi yoksa niyet başka mı? Yoksa eski oyun yeniden mi oynanıyor? Hem Girit'te yaşananlar hem de 1903'te kurulan Kruşevo Cumhuriyeti denemesi, yakın zaman önce ülkemizde ve Ortadoğu'da sınırlarımızın hemen dibinde meydana gelenler ve hala yaşanmakta olanlar ne demek istediğimi sanırım en iyi şekilde anlatacaktır... Emperyalizmin öncelikli ve asıl amacı demokrasi ve özgürlükler olmayıp ülkeleri ve halkları çıkarlarına ve amacına uygun şekilde kullanmak, parçalamak ve birbirine düşürmektir. Arada milyonlarca insan aci çekmiş ve ölmüş, milyonlarcası doğup yaşadıkları toprakları terk etmiş kimin umurunda? Tüm bunlar emperyalizm için sadece istatistiktir. O nedenle uyanık ve akıllı olmakta yarar var... Çünkü geçmişte yaşananlar da göstermektedir ki, çözüm yolu bu değildir. Çözüm, birlikte eşit insanlar, halklar ve uluslar olarak birlikte yaşamanın yolunu bulmaktır.
Bu konuyu geçmişten bir örnek vererek açmak gerekirse...
Makedonya Sorunu, İlinden İsyani ve Emperyalizm...
"Girit krizinin gidişatı ve sonucu bu açıdan Makedonya’daki çetelere çok cesaret verici olur. O kadar ki, bu fırsatı değerlendirmek isteyen VMRO yani Makedon İç Devrimci Örgütü, zaman geçirmeden harekete geçer. Avrupa’nın dikkatini bölgeye çekmek için ilk önce 1902’de Cuma-i Balâ Ayaklanmasını düzenler. Bunu, 2 Ağustos 1903’te düzenlediği, ülke tarihinin gördüğü en kanlı ayaklanmalardan biri olan İllinden İsyanı izler. Bu isyanda örgütün asıl hedefi özellikle Müslümanlar olur. Bununla güdülen amaç, Türkleri de çatışmanın içine çekerek, kiliseler savaşı olan Makedonya sorununu batı kamuoyuna, bir Müslüman Hıristiyan çatışması olarak gösterebilmektir. Saldırıların bir diğer nedeni de bu insanlarda yılgınlık ve umutsuzluk yaratarak göç etmelerine yol açmaktır. Bu nedenle gece başlayan isyanda saldırıların ilk hedefi Müslüman köyleri olur. Samanlıklar ateşe verilir. Smilevo’daki ise tören sırasında 60 kişiden oluşan Osmanlı garnizonuna saldırılır. Mevcudun yaklaşık yarısı öldürülür. Kruşevo’daki gelişme ise çok daha vahimdir. 500 kişiden oluşan isyancılar, dağ kasabası Kruşevo’ya girmeyi başarır ve şehri işgal eder. Sadece 18 kişiden oluşan küçük garnizonun ele geçirilmesinden sonra resmi binalar ateşe verilir, Osmanlı memurları öldürülür. Burada bir devlet kurma girişiminde bulunulur. Kruşevo Cumhuriyeti adı verilen siyasi oluşum veya geçici hükümet kısa sürede bastırılan isyanla birlikte yok olur. Avrupa diplomasisi İllinden isyanından çıkardığı sonuç ise, Makedonya’daki reform politikasının daha da yoğunlaştırılması olur. Evet, Avrupa reform yapılmasını istemektedir. Ama işine geldiği şekilde. Yoksa Balkanlarda son 2 asırdır aynı sorunları yaşıyor olmazdık.
Son soz: Geçmişte meydana gelen trajedilerden ders çıkarmazsak Balkanlar aynı kan gölünde yüzmeye devam eder.