Başkanlık makamına oturup tebrikleri kabul etmeleri, önceki dönemden devraldıklarıyla ilgili brifingleri almaları ve kadrolarını kurmalarıyla geçen birkaç ayın ardından artık icraat zamanı geldi.

Belediyelerin ekonomik darboğazlarının ne seviyelerde olduğunu tüm başkanlar, benden çok daha iyi görmüşlerdir.

Bir yandan bütçe sorunları onları kısıtlarken öte yandan verilmiş sözler ve aday olurken “seçilirsem şunu yapacağım” diye kurdukları hayaller var.

Parti büyüklerinin bitmek bilmeyen ricalarını da unutmamak lazım!

***

Bunlar arasındaki dengeyi kurmak için her başkanın kendisine “futbol tabiriyle” iyi bir stoper bulması gerekir.

Yakın ekibindeki güvenilir, hesap kitap yapmasını bilen ve fayda maliyet analizi konusunda yetenekli birilerini bulundurmayan her başkan, çok geçmeden belediyedeki bütçe açıklarının kontrolden çıkmasına engel olamaz.

Partililerden, bürokratlardan, kamuoyundan ve hatta doğrudan başkanın kendisinden gelen isteklere kulak kabartıp bunların belediye bütçesine getireceği yükleri doğru hesapladıktan sonra uygun olmayanlara “hayır” diyebilecek salahiyette bir üst düzey yönetici, her belediye başkanına lazım!

***

Bütün bunların yanı sıra yakın ekibindeki kimselerin “başkanın gözüne girebilmek” adına sunduğu hesapsız kitapsız işlere özellikle dikkat edilmeli!

***

Vatandaş, yol ister, altyapı ister, otobüs hattı ister, tramvayda oturarak seyahat ister, belediye tesislerinde ucuzluk ister, çocuğuna iş ister.

Bunları istemek vatandaşın hakkıdır.

Yapmak da Belediyenin görevi!

Ama unutmamak gerekir ki imkânlar sınırlı, istekler sonsuzdur.

***

Yine futbol tabiriyle devam edecek olursak:

Naçizane, yeni seçilen sayın başkanların “yol yakınken” kadrolarını güçlü birer stoperle takviye etmelerini öneririm.

Bir de “tribünlere oynayan” yaban arıları yerine “takım oyununa yatkın” bal arıları ile çalışmalarını!