Zaman geçtikçe olayın detayları ortaya çıkmaya başladı. Sonuçta Kültür Merkezindeki konser salonuna kar maskeli, askeri elbiseli dört kişi tarafından baskın yapıldığı, seyircilerden 133 kişinin yaşamını yitirdiği (27 Mart itibarıyla ölü sayısı 140), yüze yakın yaralı olduğu, binada yangın çıktığı, bir patlamanın ardından çatının çöktüğü haberleri geldi.
Aradan dört gün geçti. Olayın üzerindeki sis perdesi aralanmaya, duman dağılmaya, bazı bilgiler kamuoyu ile paylaşılmaya başlandı. Şimdi artık olayın oluş şekline, perde arkasına, muhtemel reaksiyonlara bakma zamanı.
23 Mart 2024 günü, yani olaydan bir gün sonra halka sesleniş konuşması yapan Rusya Devlet Başkanı Putin, ülkede bir günlük yas ilan edildiğini, saldırının Rus Halkının birlik ve beraberliğine yönelik olduğunu, bu olaya karışanların, onlara destek verenlerin ve yönlendirenlerin mutlaka bulunup yargılanacağını söyledi.
Bu arada saldırganların Moskova’nın 340 km güney batısındaki Bryansk’ta, Ukrayna sınırına 140 km uzaklıkta beyaz bir Renault aracıyla Ukrayna’ya doğru kaçarlarken yakalandığı ileri sürüldü. Aynı günün akşamı, 11 kişinin yakalandığı, dört kişinin mahkemeye çıkarıldığı, bu kişilerin tutuklandıkları haberi yayıldı.
Rusya Devlet Başkanı Putin ve Federal Güvenlik Servisi (FSB), saldırganların Ukrayna sınırını geçmeye çalıştıklarını, Ukrayna’da temas noktalarının bulunduğunu, hatta sınırda saldırganların geçmesi için bir pencere (geçiş noktası) açıldığını iddia ettiler. İddia, daha önce Suriye’de faaliyet gösterirken, Ukrayna’ya geçen aşırı dinci örgütlerle saldırganların bir bağlantısının olabileceği ihtimaline dayanmaktadır.
Ukrayna bu iddiayı kesin bir dille reddetti. Daha da ileri giderek, Ukrayna operasyonuna halk desteğini artırmaya yönelik bir açıklama olduğunu ileri sürdü. ABD Kaynakları da, saldırıda Ukrayna bağlantısı olduğuna yönelik bir emare bulunmadığını ifade ettiler.
Bu arada kökten dinci IŞİD Terör Örgütü, kendisine bağlı Amaq Haber Alansı vasıtasıyla yayımladığı bir bildiri ile saldırıyı üstlendi. Saldırının, IŞİD’in Horasan Eyaleti (ISKP) Kolu tarafından gerçekleştirdiğini iddia etti. Ancak saldırıya ilişkin somut bir emare vermedi. ISKP, IŞİD Terör Örgütünün Afganistan ve İran’da faaliyet gösteren, bölgesel bir koludur ve 2017 yılından beri Rusya ile savaşta olduğunu ileri sürmektedir. Bu güne kadar Rusya’yı birçok kez tehdit etmiştir.
Saldırıdan bir ay kadar önce ABD, muhtemel IŞİD terör eylemi konusunda Rusya’yı uyarmış ancak, seçim arifesinde olan Putin bu uyarıyı “halkta panik yaratma gayreti” olarak yorumlamıştır. Yine de Rus Güvenlik Güçleri, 07 Mart 2024 günü IŞİD Terör Örgütünün Kaluga’da sinagoga saldırı hazırlığı içindeki bir hücresini yok ettiğini ve saldırının önlendiğini açıklamıştır. Aynı gün, Moskova’daki ABD Büyükelçiliği, vatandaşlarına eğlence yerleri ve alışveriş merkezlerinden uzak durmalarını tavsiye eden bir mesaj yayınlamıştır. Benzer şekilde Almanya, İngiltere ve Kanada Büyükelçilikleri de Moskova’daki vatandaşlarını bu konuda uyarmışlardır.
Crocus Belediye Kültür Merkezi, 2009 yılında 6.200 kişi kapasiteli bir konser alanı olarak inşa edilmiştir. İçinde 6200 kişilik konser salonu, restoranlar mağazalar ve diğer cazibe merkezlerinin bulunduğu bir merkezdir. 2013 yılında gerçekleştirilen Miss Univers güzellik yarışması da bu merkezde yapılmıştır.
22 Mart 2024 tarihinde Rus müzik grubu Picnic tarafından, söz konusu konser salonunda konser vermesi planlanmış, bu maksatla 6500 bilet satılmıştır. Ancak daha konser başlamadan salon teröristlerce basılmış, izleyiciler kurşun yağmuruna tutulmuş, Molotof kokteyl atılarak yangın çıkarılmıştır.
Olayın duyulması ile Moskova, Leningrad ve St Petersburgda bütün alışveriş ve eğlence merkezleri boşaltılmış, hafta sonu için planlanan bütün spor, müzik, eğlence faaliyetleri iptal edilmiştir. Aynı zamanda hava alanı, tren istasyonu ve metrolarda güvenlik tedbirleri artırılmıştır.
Crocus Belediye Kültür Merkezi’ne saldıranların Tacik Kökenli oldukları, Rusçayı çok kötü konuştukları, ilk belirlemelere göre birbirlerini önceden tanımadıkları, silah kullanma konusunda acemi davrandıkları ifade edildi. Saldırganlar eylemden 10-12 gün önce Krasnogorsk banliyösündeki bir evde buluştuklarını ileri sürmüşlerdir.
Saldırıda kullanılan iki adet Kalaşnikof otomatik tüfek ile yirmi sekiz şarjör ve beş yüz merminin Moskova’daki destekçilerinden temin edildiği ileri sürüldü. Ukrayna savaşına katılan ve Rus gönüllülerin silahlarını Moskova piyasasında kolaylıkla satabildikleri düşünülünce, bu iddia akla yatkın görünmektedir.
Rus Güvenlik yetkilileri, teröristlere ve ailelerine ölümle karşılık verilmesinden, böyle yapılmadığı sürece hiçbir mahkeme ve soruşturmanın faydalı olmayacağından söz etmektedirler. Hatta bu teröristlerin Ukrayna tarafından desteklendiğine dair kanıt bulunması halinde, Ukrayna yöneticilerinin de bundan nasibini alacaklarını ifade etmişlerdir. Bu ifadeler, Ukrayna’da iki yıldır süren savaşta istediği başarıyı sağlayamayan Rusya’nın önümüzdeki dönemde, büyük çaplı bir operasyona girişeceği anlamına gelebilir.
Saldırıdan sonra Birleşmiş Milletler, ABD, Avrupa Birliği ve NATO başta olmak üzere, pek çok ülke saldırıyı kınamışlardır. Türkiye de saldırıyı ilk kınayan ülkelerden biridir. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’i telefonla arayarak baş sağlığı dilemiş, terörle mücadelede destek açıklaması yapmıştır.
22 Mart 2024 günü gerçekleştirilen Moskova saldırısı, Rusya’nın ve dünyanın karşılaştığı ilk saldırı değildir. 1999 yılında 293 kişinin hayatına mal olan Moskova’daki apartman bloklarını vuran bir dizi patlama, 2002 de Moskova Tiyatrosunda yaşanan ve 130 kişinin öldüğü kriz, Eylül 2004 yılında Beslan Okulu baskınında 331 kişinin hayatını kaybetmesi bunlardan birkaçıdır. Benzer şekilde Ekim 2015 ayında Mısır üzerinde bir Rus yolcu uçağı düşürülerek 224 kişinin ölümüne neden olan IŞİD, Eylül 2022 ayında Rusya’nın Kabil (Afganistan) Büyükelçiliğine bombalı saldırıda bulunmuştur. Aynı örgüt Kasım 2015 ayında Paris’te Bataclan tiyatrosunda bir konser salonuna baskın düzenlemiş, 127 kişinin ölümüne neden olmuştur. Mayıs 2017 de Manchester Arena’da (İngiltere) müzik konseri sonunda gerçekleştirilen benzer bir saldırı sonunda 22 kişi hayatını kaybetmiştir. Ekim 2023 ayında İran’da bir anma töreni esnasında meydana gelen ve 103 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıyı da IŞİD üstlenmiştir.
IŞİD, son birkaç yıldır Rusya’ya odaklanmış, Suriye’deki iç savaşta, Beşar Esat’ı destekleyen Rusya’yı tehdit etmeye başlamıştır. 22 Mart 2024 saldırısının bu tehdidin bir tezahürü olma ihtimali yüksektir.
Sonuç olarak;
- Moskova saldırısının IŞİD tarafından üstlenildiğini düşünürsek, bu olay, terör örgütlerinin varlıklarını sürdürebilmek ve seslerini dünyaya duyurabilmek için her şeyi göze alabileceklerinin açık bir örneğidir.
- Saldırıyı gerçekleştirenlerin birbirlerini önceden tanımadıkları, silah kullanma konusunda profesyonel olmadıkları dikkate alındığında, bunun bir IŞİD Terör Örgütü eylemi olmayabileceği sonucuna da varılabilir. Böyle bir olasılık, saldırıda bazı gizli servislerin parmağının olması ihtimalini ortaya koyar. Zaten başlangıçtan beri Rusya, Ukrayna ve ona destek veren bazı ülkelerin bu işte parmağı olduğunu ifade etmektedir.
- Rusya, bu olayı Ukrayna ile ilişkilendirerek, bu ülkeye karşı iki yıldır yürütülen ve bir sonuca ulaştırılamayan savaşta halk desteğini yüksek tutmak, cephedeki askerlerin moral ve motivasyonu artırmak için kullanabilir. Dahası, Ukrayna’da girişilecek büyük çaplı bir operasyon için gerekçe olarak da kullanabilir.
- Saldırının bütün ülkelerce kınanması elbette ki önemlidir. Ancak, insanlık suçu işleyen terör örgütlerine karşı ortak mücadele, hepsinden daha değerlidir. Ülkeler arasındaki suçluların karşılıklı iadesi anlaşmaları, gizli servislerin birbirleri ile bilgi paylaşımı, Uluslararası Polis Gücü’nün (INTERPOL) katkıları dikkate alındığında, bu konuda olumlu gelişmeler olduğu yadsınamaz. Ancak henüz arzu edilen seviyede olduğu da iddia edilemez. Bu konuda Birleşmiş Milletlerin daha aktif olması, koordinasyon sağlaması, ülkeler arasındaki işbirliğini artırması gerekir.
Nevzat KUTLU