Balkanlarda Osmanlı Mirası (2)- Geçici Evlilik
Emin Erman yazdı.

Daha evvelki Balkanlarda Osmanlı Mirası yazımda yazılarımdan birindede bahsettiğim gibi, Osmanlılar Balkan bölgesinin bazı kısımlarını fethettiklerinde İslam dininin Balkanlarda nasıl benimsendiği üzerine konsantre olmuştuk. Bu yazımızda daha çok İslam dininin Balkanlarda nasıl Hristiyanlıkla rekabet ettiği üzerine konsantre olacağız.

 

Balkanlara giden ilk Müslümanlar yerel halkların dinleri (Katolik, Ortodoks ve Mitolojik dinler) açısından bir kargaşalık ile karşılaşmışlardır.  Bu ortamda İslam’ı Balkanlardaki insanlara berrak ve kalbe hitap eden bir yol olarak zorlama olmadan sunmuşlardır.

Dolayısı ile bu merkezi bölgelerde Osmanlı fethi tam bir sosyal ve siyasi devrim getirmiştir. Eski aristokrasi hemen hemen her yerde iktidardan uzaklaştırılmış ve sık sık yok edilmişti. Yapılan bu devrim derecesindeki uygulamalar Balkan halkının Osmanlının getirdiği idari ve hukuk yapısına vede dini karakterine dikkatini çekmesini sağladı.

 

Bu yüzyıllarca beraber bir arada yaşama, ekonomi, rekabet ve hukukla ilgili bazı ilginç evlilik uygulamalarına yol açtı: Evlilik ile kişisel yaşamın en mahrem alanları farklı dinlerin bir arada yaşamasıyla şekillendi. Bir arada yaşayan farklı kültür ve dindeki topluluklar birbirlerinden görerek, öğrenerek farklılıklarından daha iyi olanları seçerek yaşamlarına uygulamaya başladılar.

 

İslam’la tanışınca, Balkan Hıristiyan kilisesinin evliliğe yönelik tutumları beklenmedik bir rekabetle karşı karşıya kaldı. Bundan önce, daha iyisi bilinmediğinden vede tecrübe edilmediğinden, hangi dinin doğası gereği daha çekici olanaklara sahip olduğu konusunda fazla şüphe yoktu.

 

Hıristiyan dinlerinin (Katolik ve Ortodoks) aksine, İslam'da hem çokeşlilik hem de geçici evlilik sözleşmeleri mevcuttu, boşanmanın sağlanması çok daha kolaydı (özellikle kadınlar için) ve seks ne evlilikle sınırlıydı ne de yalnızca üremeyle geçerli kılınıyordu. En önemlisi Hristiyan dinlerinin aksine zorluk yoktu.

 

Çok evliliği anlıyoruzda, nedir bu geçici evlilik veya kısa süreli nikah?

 

Aralarında dinî açıdan evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının, erkeğin vereceği bir bedel karşılığında belirli bir süre karı-koca hayatı yaşamak üzere bir imam ve iki şahit huzurunda anlaşmalarına geçici evlilik deniyor.

 

İslam dinindede buna “Mut’a nikâhı” denmektedir.

 

Resmi nikâhtan bağımsız olarak yapılan bu nikâh, erkek ve kadının helal (yasal, meşru) dairesinde bir yuva kurmasını sağlıyor.

 

Bu imam nikâhı ile yapılan evlilikte boşanmakta evlilik kadar kolay: Erkeğin eşine “boş ol”, “seni boşadım”, “seni terk ettim” gibi ifadeler kullanması veya erkeğin 3 kez eşine "boş ol" demesi durumunda nikah düştüğü gibi nikahın geri dönüşü de yoktur (Kaynak: Pohl F. Muslim World:Modern Muslim Societies).

Bahsetmekte yarar var: böyle bir evliliğe yıllar evvel bende şahit oldum.  Kocası doktora yaparken kanser’den ölen tahsilli bir Türk bayan, evli ve çocukları olan yine tahsilli bir Türk erkekle bir şahit huzurunda imam nikâhı ile evlenmişler, çocukları olan kadın kendi evinde erkekte kendi evinde ailesi ile yaşarken birbirleriyle de yeteri kadar sosyal vakit harcıyorlardı.

Esas konumuza geri dönersek; Kilise hiyerarşisi çokeşlilik (Balkan Müslümanları arasında yaygın olmayan bir durum) konusunda çizgiyi koruyor gibi görünüyorken, geçici evlilikler ise onlar için çok farklı bir konuydu. Bahsetmekte yarar varki Hiristiyan dinindede çok evliliği yasaklayan bir hüküm yoktur.

 

Lakin, sınırlı bir süre boyunca belirli bir meblağ karşılığında bir kadınla ilişki sözleşmesi yapma uygulaması, Müslümanlar kadar Hıristiyanlar için de doğal bir çekiciliğe sahipti. Sonunda kilise, 18. yüzyılda oldukça yaygınlaşan bu uygulamaya razı olmak zorunda kaldı, [William Biddulph]

 

Burada tırnak açarak vurgulamakta yarar var ki; bu uygulama daha önceleri, 17’nci yüzyılda, bir ticaret merkezi olan Galata'da açık bir şekilde uygulanıyor olduğudur.  Buraya ticaret maksadı ile gelen yabancılar İstanbul'da ikamet ettikleri süre boyunca yerel Hıristiyan kadınlarla geçici olarak evlenebiliyorlardı.

 

Fakat burada gerçek olan, bu uygulamanın kültürler arası etkileşimlerin ilgili tüm taraflara şu ya da bu şekilde faydalı olduğudur: zengin Avrupalı tacirler arkadaş edinip cinsel ihtiyaçlarını karşılarken, yerel geçici eşleride bu evlilikler sayesinde çok önemli ekonomik kazançlar elde ediyordu.

 

Osmanlı devleti açısından ise bu tür evlilikler, Galata'nın daha çok bekar ve zengin tüccar ağırlıklı hareketli nüfusunun neden olduğu cinsel gerilimide kısmen hafiflettiği için mahzuru yoktu [Ali Atabey, University of Arizona].

 

Lakin böyle bir sosyal faaliyetin bazen yasal fuhuşa yol açan beklenmedik sonuçlarıda olduğu gözlemlendi! Uygulama nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin esas olarak taraflar kendi aralarında kanuni olarak para veya çeyiz üzerine anlaşıyorlardı.

 

Eğer bir yabancı, geçici olarak geldiği bölgede genç, evli olmayan kadınlardan biriyle beraber olmak, zevk almak isterse, hemen kendini kızın anne ve babasına tanıtıp kızlarıyla evlenmek istediğini söyler. Pazarlık o anda yapılır ve çift, erkeğin adada ikamet ettiği süre boyunca karşılıklı sadakat yemini edecekleri bir sulh yargıcının huzuruna çıkarılır, çift evlenir, damadın adada kalacağı süre kadar beraber yaşarlar ve damat bölgeden ayrılırken büyük miktarda paranın yanı sıra mevcut bir avans ödemeyide taahhüt eder.

 

Bu para kızın payına ayrılır, kız şimdi zengindir parası vardır ve bununla, eşinin ayrılmasından kısa süre sonra, daha önceki bağlantılarında ona zerre kadar değer vermeyen, fakat şimdi onu paralı dul bir kadın olarak kabul eden hemşerileri arasında kendine gerçek bir koca bulur.

 

Bu misalde gördüğünüz gibi, tüm niyet ve amaçlar, Hıristiyan adalıların kendi çıkarları için İslami prensipleri uygulamasıydı, Türk yetkililer tarafından onaylandı ve köy rahipleri tarafından hoşgörüyle karşılandı (Kaynak: Kiklad Adaları, Lord Charlemont).

 

Bu özel uygulamanın dışında, Osmanlı İmparatorluğu ayakta kaldığı sürece Balkanlarda Müslüman erkeklerle Hıristiyan kadınlar arasında evlilikler de yaşandı. Sonuç olarak pek çok Müslümanın annesi Hıristiyandı ve doğal olarak tabiki annelik dinine özel bir aşinalık ve bazen de bağlılık vardı. Bunun yanında Müslüman kadın ve Hristiyan erkek evlilikleri son derece nadir idi.

 

Bunlara ilaveten diğer bir cazip taraf, İslam'da yasal bir evlilikten çıkma kolay olmanın yanında işlem maliyetleride çok daha düşüktü ve bu da kadınlara daha fazla güç ve özerklik sağlıyordu.

 

Din değiştirme ise, mutsuz evliliklere hapsolmuş Hıristiyan kadınlara belirli avantajlar sağlıyordu. Hıristiyan kadınlar, eşleri de din değiştirmediği sürece, İslam'a geçerek evliliklerinin otomatik olarak iptal edilmesini sağlıyorlardı. Aksi taktirde boşanmaları eşleri kabul etmediği müddetçe oldukça zordu.

 

Bunun için formül şöyle işliyordu. Gerçek bir misal: Bir kadı mahkemesinde, Cako isimli bir kadın, İslam dinini seçti ve Fatma adını aldı. Kocasına İslam'a geçmesi teklif edildi ancak o reddetti. Benzer başka bir vakada da Fatma Bint isimli bir kadın İslam'a geçtiğini teyit etti ve kocası Yanno bin Manolya'nın İslam'a davet edildiğini ancak Müslümanlığı kabul etmeyince hanımı Fatma’ya karşı herhangi bir iddiasının olmadığını kabul ederek boşanmak için zorluk çıkarmamıştı [William Biddulph].

 

Günümüzde Muta evliliği genellikle İran’da ve Şiiler arasında belli bir ücret karşılığında, belli bir süre için, şahit şartı olmaksızın yapılıyor.

 

Sünni mezhebinde ise Muta evliliği yasak olmasına rağmen mesela Suudi Arabistan’da birçok yaşlı ve varlıklı Suudi erkek, Mut’a veya geçici evlilik yapacak genç Suriyeli kızları bulmak için mülteci bölgelerine gidiyor. Bu evlilikler Suudi Arabistan'da yasal değil veya Suudi Arabistan tarafından tanınmıyor ve kolayca feshedilebiliyor.

 

Çocuklarını doyuramayan oldukça fakir ihtiyaç içindeki aileler, yüz ila birkaç bin dolar arasında değişen çeyiz karşılığında kızlarını yabancı yabancılara vermek zorunda kalabiliyor; erkekler 13-14 yaşlarındaki genç kızlara ve bakirelere daha fazla para ödüyor. Bu erkekler ya çok düşük başlık paralarını ya doğrudan kızların babalarına ödüyorlar ya da bir aracı vasıtasıyla ödeme yapılıyor.

 

Evlilik ve nikahın Kuran’a göre anlatıldığında buna karşı çıkacak kimsenin olmadığının altını çizmekte yarar var.  Erkek mahluku yüzyıllar boyunca yapacağı ahlaksız işleri kalıbına uydurmak için gerektiğinde dini kullanarak (yanlış tefsirlerle) işi dine uydurmak için çeşitli nikah kuralları uyduruyor.

Günümüzde bu dini yolla olmasa bile ilişkilerin yukarıda anlatıldığı gibi “metres” adı altında hemen hemen her memlekette devam edildiği biliniyor.  Gelecekte bu Metres ilişkisi hakkında da yazacağım.

Düşünenlerin Düşünceleri
Osmanlı İmparatorluğu Neden Sanayileşemedi? İSKOÇYA’YA MÜSLÜMAN BAŞBAKAN: KÜRESELLEŞME BUNUN NERESİNDE? Seküler Milliyetçilik ve Türk İslam Sentezi Emin Erman: Osmanlı neden Balkanlara Anadolu’dan daha çok önem verdi? RUSYA’DA NELER OLUYOR? Rusya'da Wagner ile Suriye'de ÖSO Benzerliği Çipras Kaybedince İstifa Etti, Peki Ya Bizdekiler? Rusya'da Kıpırdanma Henüz Birmiş Sayılmaz Türk Cumhuriyetleri ve Demokrasi: Kırgızistan'daki Darbe Girişimi İddiaları Ortaçağ Avrupa’sında din anlayışı, kilise-yönetim ilişkisi ve günümüz Türkiyesindeki durum Türkiye’nin Mülteci Sorunu Ulaşım Zamları Ve "Rasyonel" Düşünmek Yabancı gözü ile Türkiye Ekonomisi YENI BALKANLAR VE ESKI SORUNLAR... Kendi ellerimizle yaktık dünyayı! RUSYA’DA NELER OLUYOR - II Osmanlı’da Gerileme Nasıl Başladı? Türkiye NATO ve Batı dışında kalmaya hazır mı? SURİYE İLE İLİŞKİLERİN NORMALLEŞMESİ DNA Sonuçlarımız ve Etnik Kimliğimiz? Türkiye, Biden'ın 2. demokrasi zirvesine davetli listesinden neden çıkarıldı? Bulgaristan'da Arkası Gelmeyen Seçimlere Tamam mı Devam mı? 14 Mayıs Seçimlerinde Küçük Partilerin Rolü Amerikan Devlet Biyografisi BULGARİSTAN SEÇİM SONUÇLARI: Yine, yeniden! Yine, sil baştan... PROF. DR. YUSUF HALACOĞLU: TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN BU TEDBİRLERİ ALMAK GEREKİYOR NATO’NUN GENİŞLEMESİ: FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİĞİ İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİĞİ TÜRKİYE - MISIR İLİŞKİLERİNİN NORMALLEŞMESİ İsrail Hamas Çatışması Amerika'da Nasıl Algılanıyor? Türkiye'nin Gizli Sorunu: Ekonomik İşgal 21 Mayıs seçimi ve Batı Trakya Türk Azınlığı Balkanlarda Türk Mirası Osmanlılar Balkanlar'da İslamlaşmayı Zorladı mı? KÜRTÇÜLÜK DÖNÜŞÜR MÜ, DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR Mİ? Seçim Sonrası Dış Politika ERDOĞAN’IN YENİ DÖNEMİNDE TÜRK DIŞ POLİTİKASI VİZESİZ AVRUPA VE 300 MİLYAR DOLAR VAATLERİ ÜZERİNE Genç nesillerin kitap okuma alışkanlıklarını artırmak için ne yapmalı? YENİ BELEDİYE BAŞKANLARININ STOPER SORUNU HANİYE CİNAYETİ VE ORTADOĞULAŞMAK YENİ BİR HİKAYE YAZILMASINI BEKLİYORUZ! İNSTAGRAM TEPESİNİN OKÇULARI Uluslararası Sporlarda Başarılı Olmak İçin ne Yapılmalı Atatürk Kurtuluş savaşından sonra neden Selanik’e kadar Şehirleri İşgal Etmedi? Ortadoğu Sorunlarında Türkiye ve Mısır Arasındaki Rekabet Dağlık Karabağ'ın Sonu: Batının Eylemsizliği Azerbaycan ve Rusya'yı Nasıl Etkinleştirdi? KAÇ TAVŞANTEPEMİZ VAR ACABA? AMEDSPOR ÇITAYI YÜKSELTTİ: ERSUN YANAL BAŞARILI OLABİLECEK Mİ? SAVAŞ OLMASIN AMA OLUYOR İŞTE! AHMET YESEVİ’DEN F TİPİ TARİKATÇILIĞA NASIL GELDİK? TUSAŞ SALDIRISINDAN ÇIKARILACAK ÜÇ SONUÇ Cumhuriyetimizin Önemi Emanetin İzinde: Atatürk’ün Mirası ve Bizim Sorumluluğumuz Türkiye’de Kadın’a yönelik Cinayetler ve Sebepleri? YILLAR GEÇSEDE VAZGEÇMEDİK! "BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR!" DEVLETİ SORGULAMAK NE HADDİME ! Bektaş Yusuf HADİ GEL SELANİK’E GERİ DÖNELİM Özgür Özel ya da İtiraz Kültürünün Geri Dönüşü İsrail savaşı kazanacak ama Hamas'a karşı savaşı kaybedecek mi? ERDOĞAN’IN YUNANİSTAN ZİYARETİ YEMEN, HUSİLER VE KIZILDENİZ GÜVENLİĞİ Türk Üniversitelerinde Afrikalı Öğrenci Sorunu TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİR TÜRK DEVLETİDİR!.. AVRUPA’DA MİLLİYETÇİLİK HORTLUYOR MU? UKRAYNA’DA MUHTEMEL BAHAR OPERASYONU- 2024 MİLLİYETÇİLER İKTİDAR OLAMAZ! MELEZLEŞEN SİYASET ÇOK DÜŞÜNDÜRÜCÜ! RUSYA’DA TERÖR SALDIRISI WHATSAPP ÜZERİNDEN VATAN SAVUNMASI! İktidarın hataları Türkiye muhalefetine gelecek için umut veriyor Balkanlarda Osmanlı Mirası (2)- Geçici Evlilik Konu şiddet ama... İLLÜZYON! İSRAİL HAMAS SAVAŞI 2023 YEREL SEÇİMLER ÖNCESİNDE TÜRK MİLLETİNE UYARILAR!..