Sonuç olarak eğitimde şiddet Türkiye gündemine oturdu,
Ben de bir eğitimci olarak burada konuşulması ve düşünülmesi gereken başka konulara dikkat çekmek amacıyla klavyeyi elime alıp birkaç kelam yazayım istedim.
Öğrenci ilk ifadesinde tabancayı 10 bin TL ye aldığını söyledi, yaşı kaç olursa olsun her parasını veren kişi istediği yerden sakız alır gibi tabanca alabiliyor mu? Alıyorsa bunu canı istedigi zaman ve yerde cüzdan gibi üzerinde taşıyabiliyor mu?
Özel okul ya da devlet okulu fark etmez, bir kişi elini kolunu sallaya sallaya okulun içine girip müdür odasini nasıl basıyor?
Bu durum okullarda güvenlik zafiyetini tekrar gündeme taşımalıdir. Bakanlık tarafından her okula bir kadrolu güvenlik görevlisi verilmelidir.
Güvenlik, okulun müdürü gibi müdür yardımcısı gibi rehber öğretmeni ya da matematik öğretmeni gibi olmazsa olmaz bir calisanidir.
Eğitimde şiddetle mücadele yasası bir an önce çıkarılmalidir.
Bu yasa kapsamında tüm paydaşlar veliler öğrenciler , öğretmenler Zorbalığa ya da Şiddete Sıfır Tolerans gösterecek şekilde hareket etmeli, ŞİDDETE SIFIR TOLERANS toplum misyonu haline gelmelidir.
Bunun için sosyal medyadan televizyon programlarina , bilgisayar oyunlarından okul bahçesinde oynanan oyunlara ,sokaktan stada kadar şiddet içeren, şiddeti özendiren her türlü olumsuz davranışa tepki gösterilmelidir.
Son madde eğitim sendikalarının 10 Mayıs Cuma günü aldınan eylem kararı ile ilgili,
Gelecek nesillerimizin mimarları olan öğretmenlerimizin bu haklı mücadelesinde en büyük destekçileri aslında velileri olmalıdır.
Çünkü çocuğuna rol model olan, rehber olan yeri geldiğinde arkadaş, yeri geldiğinde anne baba olan öğretmenlerimiz ve öğretmenlik mesleği ayaklar altında kaldığı; itibarsızlaştırıldığı , korkularla, kaygılarla , endişelerle icra edildiği sürece ne öğrenci başarısı ne eğitim kalitesi ne de gelecek aydınlık günlerden söz edebiliriz.
Eğitim her durumda veli, öğretmen, öğrenci birlikteliği ile güçlüdür. Şiddetle mücadelede de mücadele birlikte olduğu sürece başarılı olacaktır.
Melek Dirican Üner