Gürcistan’ın başkenti olan Tiflis, Kura nehrinin iki yanında kurulmuştur ve nüfusu bir milyonun biraz üzerindedir.
Rivayete göre efsanevi Gürcü kralı Vahtang, ormanlarla kaplı bu bölgede atmaca ile sülün avlarken ılık bir su keşfeder. Doğal güzelliğine hayran kalan kral, burada bir kent kurulması emrini verir. Bu yeni şehire Gürcüce ılık anlamına gelen Tıbili kelimesinden esinlenerek Tıbilisi ismi verilir.
Arkeolojik kazılarda 6000 yıldan beri insan yaşam alanlarının bulunduğu bölgede milattan sonra 400’lü yılların ikinci yarısında bir kale kuruldu.
Bir dönem İran işgaline uğrayan kale, daha sonra Kral Vahtang tarafından kurtarıldı ve etrafında bir kent inşa edilmeye başlandı.
Kralın ölümünden sonra oğlu tarafından başkent ilan edilen Tiflis, daha sonraki yüzyıllar boyunca Gürcü krallığının merkezi olarak günümüze kadar varlığını korudu.
Tarih boyunca Ortadoğu ile Doğu Avrupa arasındaki geçiş kapısı olan Gürcistan’da bilinen en eski uygarlık, Kimmerler idi.
Milattan önce sekizinci yüzyılda ortaya çıkan İskitlerin Kimmerleri Anadolu’ya sürdüğü dönemde büyük bir etnik kargaşa yaşayan bu topraklarda İberya ve Kolhis adı verilen iki krallık ortaya çıktı.
Karadeniz kıyı bandında milattan önce altıncı yüzyılda hüküm süren Kolhis halkı, Yunan tarihçi Heredot’a göre Mısır kökenliydi.
Ancak bu tez modern tarihçiler tarafından kabul görmemektedir.
Kolhisliler hakkındaki ilk yazılı kayıtlara Urartu yazıtlarında rastlıyoruz.
Karadan sık dağlarla kapatılmış ve deniz tarafından da liman bağlantıları çok sınırlı olan Kolhis bölgesi, Pers ve Roma işgallerine uğradığında bile izole kalabilmiştir.
Pers imparatorluğunun milattan önce dördüncü yüzyılda Büyük İskender tarafından yıkılması, Gürcü milli devletlerinin ortaya çıkmasında büyük etki yapmıştır.
Pers baskısından kurtulan Kolhis ve akraba İberya krallıkları, modern Gürcistan’ın ve yaşayan Gürcü kültürünün temel taşlarıdır.
Gürcüler, kendilerini Kartveli olarak isimlendirir. Ülkenin adı ise Gürcüce Sakartvello olarak geçer. Konuştukları dil olan Gürcüce ise, kendi dillerinde Kartuli olarak anılmaktadır.
Batı dillerinde Gürcistan kelimesi Corciya olarak geçer.
Bazı tarihçiler bunu Ortodoks inancına göre ülkenin koruyucu azizi Giorgi ile açıklamaya çalışmaktadır.
Ancak birçok bilim insanı, İran dillerinde bölgenin Gorc ve bölge halkının Gorci olarak isimlendirilmesine dikkat çekiyor.
Farsça Kurt anlamına gelen Gurg kelimesi ile bağlantılı olabileceği düşünülen Gorci adı Türkçe’ye Gürci, Arapça’ya Kurci ve batı dillerine ise Ciorci olarak girmiştir.
Uzunca bir süre Pers ve Roma – Bizans uygarlıklarının mücadelelerine tanık olan Güney Kafkasya bölgesinde yaşayan halklar, güçlü bir siyasi birlik oluşturamadı.
Kapodokyalı Azize Nino’nun bölgeye geldiği milattan sonra dördüncü yüzyıldan itibaren Ortodoks Hıristiyanlık Gürcistan’da yayıldı.
Takip eden dönemde kavimler göçünün etkisiyle istikrarsız bir dönem yaşayan ve ardından Arap işgaline uğrayan bu topraklarda modern Gürcü devletinin ilk işareti, 1008 yılında kendisini Gürcistan kralı ilan eden üçüncü Bagrat tarafından atıldı.
Selçuklular ile inişli çıkışlı ilişkiler yaşayan Gürcü krallığı, Celaleddin Harzermşah, Cengiz Han ve Timur gibi doğulu imparatorlar tarafından arka arkaya işgal edildi.
Trabzon civarındaki Rum devletinin Fatih tarafından yıkılması ve Trabzon civarının Osmanlıların eline geçmesiyle Gürcistan üzerinde Türk etkisi artmaya başladı.
Sünni Osmanlı Türkleri ve Şii İran Türkleri arasındaki mücadelelerde Gürcü toprakları sık sık el değiştirdi.
Bu dönemlerde Gürcü topraklarına Türk nüfus yerleştiğini, aynı zamanda geçmişte Kıpçak bölgesinden gelmiş bazı boyların da İslam dinine geçtiğini görüyoruz.
Ancak yörenin dağlık yapısı Gürcü dillerini konuşan halkların Türk – İslam kültüründen pek fazla etkilenmesine izin vermedi.
Onsekizinci yüzyılın sonlarında bölgeye gelen Ruslar, İranlıları hızla uzaklaştırdı.
Ortodoks Ruslar ile Gürcüler arasındaki din kardeşliği, ilerleyen yüz yıl içerisinde Çarlık Rusyasının önünü açan en önemli faktör oldu.
1878 Osmanlı Rus savaşıyla birlikte Gürcistan’da Rusya’nın hakimiyeti perçinlendi.
Bu dönemde Müslüman Gürcülerin özellikle Türkiye’ye doğru göç ettiklerini görüyoruz.
Birinci dünya savaşı yıllarında bağımsızlık mücadelesi veren Gürcüler, 1922’den itibaren Sovyetler Birliği’nin bir parçası haline geldi.
1991’de yeniden bağımsızlığına kavuşan ülkede iç savaş ve batılılar ile Rusya arasındaki güç mücadelesi sancılara yol açtı.
Abhazya ve Güney Osetya bölgeleri Rus destekli ayrılıkçıların eline geçti.
Batum civarındaki Acarya ve Poti civarındaki ayrılık hareketleri ise bastırıldı.
Günümüzde Tiflis merkezli Gürcistan devleti batı kampına yakın duruyor. Abhazya ve Güney Osetya’nın ise işgal altındaki Gürcü toprakları olduğu tezini savunuyor.
Bugün Gürcistan’ın nüfusu yaklaşık üç buçuk milyondur ve halkın yüzde sekseni ana dil olarak Gürcüce konuşmaktadır.
Ülkede Ermenice, Türkçe, Rusça, Farsça ve Çerkes dillerini konuşan azınlıklar vardır.
Öte yandan büyük çoğunluğu Rusya, Türkiye ve Avrupa ülkelerinde yaşayan bir milyon kadar Gürcü kökenli yaşamaktadır.
Gürcü dillerine de özel bir parantez açmakta yarar görüyoruz.
Günümüzde Gürcistan’da eğitim dili olarak kullanılan modern Gürcüce, Doğu Gürcistan bölgesinin şivesi etrafında şekillenmiştir.
Ancak Svanca ve Mergelce şiveleri de Gürcistan topraklarında yaygın biçimde konuşulur.
Türkiye’de Karadeniz bölgesinin kuzey doğusunda bazı köylerde konuşulan Lazca da aslında Gürcü dilinin bir koludur.
Gürcücenin yazı dili olması, Hıristiyanlığın kabulünden sonra başlar.
Gürcü dilindeki ilk edebi metin, 5. Yüzyıla tarihlendirilen Kutsal Kraliçe Şuşanik’in şehadetidir.
Onikinci yüzyılda yaşamış şair Şota Rustaveli’nin Kaplan Postu Giyen Şovalye isimli destanı bir baş yapıt kabul edilir.
Dünyanın en eski yazılarından biri olan Gürcü alfabesi, 5’i sesli 33 harften oluşur. Büyük harf ve küçük harf ayrımı olmayan Gürcü alfabesinin başlangıçta kilise yazısı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor.
İlerleyen yüzyıllarda Gürcü hanedan aileleri ve din adamları arasında kullanılan bu alfabe Gürcistan dışında bazı Kafkas dillerine de uyarlanmıştır.
Ancak Gürcistan dışında yaygın bir kullanımı yoktur.