Sözün gelişi, Büyük Britanya Adasının son üç bin yıllık tarihsel haritalarına bakıldığında Keltlerin, Romalıların ve Anglo Saksonların hakim olduğu yüzyıllar görebilirsiniz.
Oysa bu adaya tarihsel süreç içerisinde Vikinglerden Fransızlara, Hollandalılardan Germenlere kadar birçok ulus tarafından akınlar düzenlenmiştir.
Ayrıca son beş yüz yıl içerisinde tüm dünyaya açılan bir kapı olarak Britanya adalarına milyonlarca Amerikalı, Afrikalı ve Avustralyalı köle ya da başka biçimlerde gelmiştir.
Günümüzde de Britanya Adalarında milyonlarca Hintli, Pakistanlı, Arap ve Yahudi köeknli insan yaşıyor.
Bunların herbirinin değişik oranlarda genetik izleri olduğuna hiç şüphe yoktur.
Ancak Büyük Britanyalılar için dönemsel haritalara bakılarak Kelt, Romalı, Anglosakson, Asyalı ya da Afrikalıdır demek doğru olmaz.
Buna benzer biçimde binlerce yıldır çeşitli uygarlıkların gelip geçtiği Anadolu, Mezapotamya, İran veya Kafkasya topraklarında yaşayanlar için etnik anlamda günümüzde yaşayan halkların ortak atalarıdır demek yanlış olur.
Sözün gelişi bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolunun yanı sıra Irak, Suriye ve İran’ın belli bölgelerinde yaşayan Kürtler için de sadece tarihsel haritalara bakılarak belli bir uygarlığın günümüzdeki mirasçılar demek doğru yargı değildir.
Saydığımız bölgelerde yaşamış en eski uygarlıklar arasında sayılan Urartu ve Hurri Uygarlıklarını günümüzde bu bölgelerde yaşayan ya da yaşamış Kürtler, Türkler, Ermenliler ya da İranlılar gibi halkların atalarıdır demek tarihi gerçeklere aykırıdır.
Sözün gelişi MÖ 3. Bin yıldan itibaren haklarında kayıtlar bulunan ve MÖ 1500’lerde Mitanni Devletini kuran Hurriler’in bölgede yaşayan halkların atası olduğu iddia edilemez.
Benzer şekilde MÖ 9. Yüzyılda tarih sahnesine çıkan ve MÖ 6. Yüzyılda ortadan kalkan Urartu uygarlığı için de herhangi bir milletin atası olduğunu söylemek bilimsel değildir.
Zira bu bölgeden tarihsel süreç içinde Mezapotamyalılar, Makedonyalılar, Eski Yunanlılar, Persler, Araplar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok büyük uygarlık gelip geçmiştir.
Her bir uygarlık, hem kültürel hem de genetik anlamda izler bırakmıştır.
Öte yandan bu söylediklerimize bakılarak yanlış bir çıkarım yapılmamalıdır.
Elbette günümüzde Adıyamanda, Halepte, Urfa’da, Antep’te veya Diyarbakır’da yaşayan vatandaşların içinde genetik olarak Hurriler ile eser miktarda genetik akrabalık taşıyanlar vardır.
Yine Van’da, Urumiye’de, Erbil’de, Bitlis’te ve Muş’ta yaşayan insanların küçük oranlarda olsa bile genetik olarak Urartu döneminde yaşayanlarla benzerlik muhakkak vardır.
Ancak MÖ 1500’lerdeki Mitannilerin ve MÖ 7. Yüzyıllarda Urartuların sınırlarını gösteren tarih atlaslarını tek başına günümüzde bölgede yaşamakta olan bir halkın kökenini belirlemekte kullanmak anlamlı değildir.