Zaman Mekan Televizyonu Ortaçağ muhabiri Melike Meryem…
Takvimler 1323 yılını gösteriyor, Osmanoğulları Beyliğinin doğduğu Söğüt Yaylasından sizleri selamlıyorum.
***
Bugün sizinle merak edilen ancak tarih kitaplarında ayrıntılarını bulamayacağınız bir soruya cevap arayacağız.
Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Beyin ailesinden ve daha çok da eşlerinden bahsedeceğim.
Bir başka deyişle Dünya Tarihinin en görkemli hanedan ailelerinden birisi olan Osmanoğullarının genetik annelerinden söz edeceğim.
1258’de Söğüt Yaylasında dünyaya gelen Osman Bey, Selçukluların son dönemlerinde uçbeyi olarak Bizans sınırına yerleştirilen bir Türk aşiretine mensuptu.
Babası Ertuğrul Gazi’nin ölümünden sonra devraldığı uçbeyliğini, Selçukluların dağılması sonrası Anadolu’da kurulan beyliklerden biri haline getirdiğinde kırk yaşlarındaydı.
Bugün çok yaşlı ve hasta olan Osman Beyden sonra beyliği devralmaya hazırlanan oğlu Orhan Gazi’nin annesi, erken dönem Osmanlı tarihçilerine bakılırsa Şeyh Edebali’nin kızı Malhun Hatun idi.
Burada küçük bir parantez açıp Şeyh Edebali’den söz edelim. Aynı zamanda Osman Gazi’nin hocası olan bu ünlü din adamı, halk arasında ermişler mertebesinde görülen saygın ve efsanevi birisiydi. Horasan erenleri ekolünden gelen bu din adamı gerçekten Osman Beyin kayınpederi miydi, bu konuya tekrar değineceğiz.
Geçtiğimiz günlerde Orhan Beyin eşlerinden Asporça Hatun adına bir vakfiye senedi hazırlandı. Burada şahitler bölümünde Osman Gazi’nin oğullarının isimleri sıralanıyor. Belgede Osman Beyin evlatları Orhan, Çoban, Melik, Hamit, Pazarlu isimlerinin yanı sıra kızı Fatma Melek yazıyor. Bu belgede Osman Beyin eşi ve Organ Beyin annesi olarak açıkça Malhatun ismi geçiyor.
Bu belgede, Ömer kızı Malhatun diye geçiyor olması, Osman Beyin eşinin Şeyh Edebali’nin kızı olduğunu söyleyen efsaneyle çelişiyor.
Açıkçası erken dönem Osmanlı tarihçileri, Osman Beyin eşinin ismi konusunda aynı isimleri zikretmiyor.
Bu tarihçilerden Neşri, Orhan Gazi’nin annesinin adını Balahun diye veriyor.
Aşıkpaşazade Malhun ismini tekrarlarken bir diğer tarihçi Oruç Bey ise Rabia ismini veriyor.
Bu tartışmalı ve çetrefilli meseleyi açıklamak kolay değil.
Modern çağlarda durumu anlamaya çalışan birçok tarihçi, Rabia Balahatun ve Malhatun isimli iki farklı eşi olduğunu düşünüyor.
Bu kargaşanın sebebi, erken dönem Osmanlı kroniklerinin belgelerden çok rivayetlere dayanması gibi görünüyor.
Biraz önce Horasan erenleri arasında sayılan Şeyh Edebali’nin Osman Bey’in kayınpederi ve Orhan Bey’in annesi olduğunu söyleyen bir efsaneden bahsetmiştik. Bu efsaneye göre Şeyh Edebali, bir rüya yorumunda Osman Beyin soyundan gelecekleri Cihan Hükümdarlığıyla müjdelemiş ve kızını da ona vermiştir. Birçok modern dönem tarihçisi bu efsanenin büyüsünü bozmak istemiyor ve bir belgeye dayanmaksızın Osman Beyin kayınpederi olduğunu peşin olarak kabul ediyor.
Bu tarihçiler, belgesel tarihle çelişmemek adına iki eş tezini savunuyor.
Ancak Mal Hatun ile Rabia Bala Hatun aslında aynı kişidir.
Zira erken dönem kroniklerde Mal Hatun veya Bal Hatun diye geçerken İslami vurgunun arttığı geç dönem kroniklerde Rabia Bala ismi yer almaya başlıyor.
Resmi belgelerde geçen Ömer kızı Mal Hatun ismini yok sayamayan tarihçiler, Şeyh Edebali ile kurulan efsanevi bağı korumak için Mal Hatun’un yanı sıra Bala Hatun ismini ikinci eş olarak kabulleniyorlar.
Mal Hatun’un babası olarak geçen Ömer Beyin kim olduğunu bilmiyoruz.
Bazıları eski Selçuklu Vezirlerinden ve bir dönem Eskişehir’de yöneticilik yapan Ömer Abdülaziz Bey’in kızı olduğunu fısıldıyorlar. Ancak Şeyh Edebali efsanesi o kadar güçlü ki kimse bu konuda bildiklerini yüksek sesle söyleyemiyor.
Özetleyecek olursak, Osman Bey’in evlendiği ve eş olarak kabullendiği tek kadın, erken dönemde Mal Hatun ya da Bal Hatun diye kayıtlara geçen, sonradan İslam etkisinin güçlendiği dönemlere Rabia Bala diye anılmaya başlayan aynı Türk kızıdır.