Zaman Mekan Televizyonunun İstanbul stüdyolarından bizi izleyen herkesi selamlıyorum. Asya Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarının katkılarıyla senaryosu hazırlanan fantastik tarih programımız, Zaman Yolcusu Zamira başlıyor.
İzlemekte olduğunuz içerikte, sizi bir kez daha tarihin az bilinen bir başka dönemecine götüreceğiz.
İlkçağ muhabirlerimizden Defne Demeter milattan önce yedinci yüzyılın ilk çeyreğinde bizi günümüzdeki Özbekistan topraklarında bekliyor
Sevgili Defne, Türk tarihinin en eski ağıtlarının yakıldığı günlerden acı bir haber vermeye hazırlanıyor. Saka Türklerinin efsanevi hükümdarı Alper Tunga’nın ölümüyle ilgili ayrıntıları öğrenmek için birazdan kendisine bağlanacağız. iz.
Biz bağlantıyı kurmaya çalışırken Zaman Mekân Makinesi ekranlarından bizi izleyenlere teşekkür ediyor ve kanalımıza abone olmalarını rica ediyoruz.
***
Sevgili Defne, Zaman Mekan Televizyonu stüdyolarından sana kolaylıklar diliyorum. Aramızda 2700 yıl ve binlerce kilometre mesafe var. İzleyicilerimize bizim de anlayabileceği biçimde, kısaca orada neler olduğunu anlatabilir misin?
Teşekkür ediyorum, ben de Türkistan’ın tam ortasından sizleri selamlıyorum. Burası gerçekten de Türkistan’ın beşiği sayılabilir. Saka Türklerinin obalar halinde yaşadığı zorlu topraklardaki önemli bir gelişmeyi sizlerle sizlerle paylaşmak için buradayım. Sakaların en büyük boyu olan Masagetlerin efsanevi hükümdarı Alper Tunga ne yazık ki hayatını kaybetti.
Alper Tunga Öldü
Alper Tunga’nın ölümü gerçekten üzücü ve bir o kadar da önemli bir gelişme. Günümüzde Alper Tunga’nın ölümü konusu, hafızalarımızda yer etmiş eski bir ağıttan dolayı biliniyor. Alpertunga öldü mü, ıssız acun kaldı mı dizelerinden dolayı yüzeysel olarak bu konuyu biliyoruz. Ancak ayrıntılardan çoğumuzun haberi yok. Lütfen bize Alper Tunga’nın gerçekte kim olduğundan biraz bahseder misin?
Sizin dönemizde Alper Tunga adıyla bilinen kahramanın eski Türkçedeki ismi İlber Tunga, komşu Persler ise ona Afrasyap diyorlar. İlber, kahraman adam anlamına geliyor. Tunga ise eski Türkçede leopar anlamına geliyor. Tam olarak söylemek gerekirse, gerçek ismini sizin döneminizdeki Türkçe ile Kahraman Leopar biçiminde söylemek mümkün. İsmine uygun olarak leopar kürkünden yapılmış bir pelerin ile dolaşıyor ve başında dişleri görünen bir leopar kafasından yapılmış bir kalpak bulunuyordu. Bu görünüşü düşmanlarını ürkütüyor olsa da Türk boyları arasındaki saygınlığını arttırıyordu. Çok sevilen, saygı gören ve kahramanlıkları dilden dile dolaşan Alper Tunga’nın ölümünün arkasından yakılan ağıtlara sagu deniyor. Sizin zamanınızda çok bilinen dizelerin yanı sıra şu dizeler tüm Türk boylarının diline dolanmış durumda: Erler kurt gibi uludular. Hıçkırıp yaka yırttılar. Kısık seslerle haykırdılar. Ağlamaktan gözleri kapandı.
Peki, Alper Tunga’yı Türk boyları arasında efsaneleştiren sadece giyim tarzı olmasa gerek. Türkler, neden ona bu kadar değer veriyor?
Aslında Alper Tunga için sadece Türk boylarının değer verdiğini söylemek biraz eksik kalıyor. Açıkçası ona saygı besleyenlerin arasında Persler ve diğer İran boylarını da saymak gerek. Üstelik Alper Tunga, Perslerin can düşmanı olarak kabul ediliyor. Ancak kahramanlıkları ve olağanüstü savaş yetenekleri nedeniyle Pers boyları tarafından büyük bir saygıyla anılıyor. Bu konuyu biraz daha açmakta fayda var. Perslerin efsane kahramanı Zal Oğlu Rüstem, Alper Tunga ile beraber anılıyor. Özellikle Doğu Pers boylarının hükümdarı olan Zal oğlu Rüstem’in hayatı Alper Tunga ile savaşarak geçti. Türkler, göçebe savaşçılar olduklarından onlarla düzenli savaş yapmak neredeyse olanaksız. İranlılar daha çok şehirlerde yaşıyor ve hükümdarları korunaklı kalelerde duruyor. İlk bakışta bu bir avantaj gibi görünebilir. Ancak Türklerle savaşabilmek için önce onları bulmanız gerekiyor. Geniş düzlüklerde ve yalçın dağlarda göçebe hayatı sürdüren Türkler, kalabalık Pers ordularının yaklaştığını çok önceden fark ediyor ve ancak istedikleri koşullar oluşursa düşmanlarının önüne çıkıyor. Buna karşın Türkler, İranlılarla savaşmak istediklerinde şehirleri ve kaleleri elleriyle koymuş gibi buluyor. Alper Tunga, İran hükümdarlarını ve onların soyundan gelen şehzadeleri, defalarca bir av partisinde veya bir düğün alayındayken ani baskınlarla yakalayıp kaçırdı. Alper Tunga’yı bulmak ise neredeyse imkansız. Bu nedenle İran efsanelerinde Alper Tunga’nın yeraltında 100 direkli gizli bir sarayda yaşadığı anlatılıyordu. Oysa Alper Tunga’nın hiçbir zaman sarayı olmadı. Her Türk gibi ömrü boyunca at sırtında dolaştı ve kendi halkıyla birlikte çadırlarda yaşadı.
Peki herkesin merak ettiği soruya gelelim. Alper Tunga nasıl ve kimler tarafından öldürüldü?
Belki de öykünün en çarpıcı kısmı buradaki ayrıntılarda gizli. Bundan uzun yıllar önce Alper Tunga’nın İran topraklarına yaptığı bir baskında kaçırdığı Pers şehzadesi Siyavuş gençlik yılları boyunca Türklerle birlikte yaşadı. Hatta Alper Tunga, onu bir Türk soylusunun kızıyla evlendirdi. Bu evlilikten, annesi Fenegiz isimli bir Türk kızı babası ise Pers şehzadesi Siyavuş olan Keyhüsrev isimli bir erkek çocuk dünyaya geldi. Yıllar sonra Alper Tunga yaşlanırken küçük Keyhüsrev büyüdü ve zamanla Pers hükümdarı oldu. Keyhüsrev, öteki Pers hükümdarlarından farklı olarak Türk kültürünü ve yaşam tarzını biliyordu. Buna uygun bir savaş tekniği uygulayarak Türk ordusunu yıprattı. Alper Tunga, kendi milletinin soykırıma uğramasını istemediği için yanındaki birkaç kişi ile dağlık bir alana çekildi. Pers savaşçıları yaşlı Alper Tunga’yı kıstırınca ölünceye kadar kahramanca savaştı. Onun hayatını kaybetmesi birazönce söylediğim gibi sadece Türk boyları arasında değil, aynı zamanda İranlılar arasında üzüntüyle karşılandı.
***
Sevili Defne’ye teşekkür ediyoruz. Gerçekten de Alper Tunga’nın ardından hem Türklerin hem de İranlıların destanlarına konu oldu. Türkler Alper Tunga destanını dilden dile anlatırken İran destanı Şehnamede yerini aldı. Zaman Mekân Televizyonundan bir kez daha bizi izleyenlere ve elbette ilkçağ muhabirimiz Defne Demeter’e teşekkür ediyoruz. Bir sonraki Zaman yolcusunda yeniden buluşmak üzere, esenlikler diliyoruz.