Doğa Sağlığımızı Nasıl Etkiler? (1)
Gençlik yıllarımda Bafra’da bahçemizde ticari satış için yetiştirdiğimiz domates, biber, patlıcan veya tütün tarlalarında mevsimine göre, dikimdir, sulamadır, çapalamadır, vasat toplama faaliyetleri ağır yorucu işlerdi. Tabiki zaman zaman yorulduğumuzda dinlenmeye ihtiyaç duyulurdu. Dinlenmek içinde o sıcak yaz günlerinde genellikle tarla kenarlarındaki ağaçların gölgeliklerinden yararlanırdık.

Böyle bir dinlenme anında, ağaç gölgelerine benden sonra gelen şimdilerde merhum olan babam Hasan Erman benim yerde oturduğumu görünce “ağaca yaslan o seni daha iyi dinlendirir” dediğinde pek anlayamamıştım ne demek istediğini ama babalar bilir diyerek terli sırtımı hemen gölgesini paylaştığım ağaca yaslamıştım.  Ağaç kabukları biraz olsun terli tenimi rahatsız etmesine rağmen 10-15 dakika ağaç ile temas edip kalktığımda hakikaten kendimi daha enerji dolu hissetmiştim; sanki daha evvel hiç çalışmamış yeni işe başlamış gibi hissetmiştim kendimi! Benim enerjimi yükselten 15 dakikalık dinlenmem miydi yoksa babamın dediği gibi ağaç ile olan temasımmıydı?

 

Babama sorduğumda babam hiç beklemeden “Ağaçlar enerji doludur senin çalışarak kaybettiğin enerjiyi sana geri verdi” demişti. Bu cevabın doğruluğunu o yaşlarda anlamama rağmen babam yılların tecrübesi ile ağaç ile temasın çalışan vücuda daha fazla dinlenme getireceğini öğrenmiş vede devamlı tatbik ediyordu.  Yani bugünün tabiri ile babam deneme ve yanılma yoluyla öğrenmişti doğanın gizlemlerinden birini!

 

Ağaçlarında artık hem enerji deposu oldukları hemde enerjiyi ilettikleri artık biliniyor.  Kaynak: “Electricity Harvested from Trees, by Live Science Staff, LiveScience”.

 

İnsan vücududa, ATP (Adenosine Triphosphate) sentezini gerçekleştirmek için gerekli enerjiyi sağlamak üzere üç tür molekül kullanıyor: yağlar, proteinler ve karbonhidratlar. Kaynak: “How Does the Body Produce Energy? By Alison Astill Smith”.  Yiyeceklerden bu molekülleri almadığında da yani aç kaldığında da sırası ile bunları tüketiyor!

 

Her şeyin enerji olduğunu anlamaya başladığımızda dünyadaki yerimizi daha iyi anlayabiliyoruz. Biz yaşayan bir enerji alanıyız. Vücudumuz her biri sürekli hareket halinde olan, enerji üreten parçacıklardan oluşur. Yani evrendeki her şey ve her canlı gibi biz de titreşiyoruz ve enerji üretiyoruz.

 

Kelimenin tam anlamıyla bu, içimizden akan enerjinin, tüm bitkiler ve ağaçlar dahil tüm canlıların içinden aktığı anlamına gelir. Yani, bir ağaca yaslandığınızda veya sarıldığınızda, onun ve kendinizin enerjisel titreşimleri aracılığıyla birbirimize bağlanıyoruz. Kısaca içimizden geçen aynı titreşim, yani energy iletişiminin vuku bulma olayı. Kaynak: “The Hidden Life of Trees by Peter Wohlleben.

 

O zaman, benim bahçe işinde kaybettiğim enerjinin ağaç tarafından bana geri verilmesinin bilimsel açıklaması yukarıda bahsedildiği gibi tamamen enerji alışverişi değilmidir?  Yaslandığım ağaç kendi enerjisinin ihtiyacım olduğu kadarını (çalışarak kaybettiğim) bana aktararak dengeyi sağlıyor ve dinlenmem gerçekleşiyor.

 

Gelelim daha derin bir konuya; doğayla bağlantı kurmak ruh sağlığımıza nasıl fayda sağlıyor? Doğada olmak doğayı hazzetmek bizi nasıl güçlendiriyor, nasıl enerjimizi arttırıyor ve dolaysı ile bizi nasıl daha mutlu yapıyor?

 

Artık çok iyi biliniyorki doğa, ruh halini iyileştirerek ve stresi azaltarak enerji seviyelerini iyileştirebiliyor. Araştırmalar doğada vakit geçirmenin kortizon düzeylerini, kas gerginliğini ve kardiyovasküler sistem üzerindeki talepleri azaltabildiğini gösteriyor. Buda, kalp atış hızını ve kan basıncını düşürebiliyor ve dolaysı ile kalp hastalığı oranlarının düşmesine yol açıyor.

 

Doğaya maruz kalmak, stres hormonu olan kortizol seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olur ve bu da stres ve kaygı duygularının azalmasına yol açar. Stresteki bu azalma vücut enerjisinin artmasına, dolaysı ile zihnin rahatlamasına ve daha etkili bir şekilde odaklanmasına olanak tanır. Kaynak: https://www.mentalhealth.org.uk/our-work/research/nature-how-connecting-nature-benefits-our-mental-health

 

Doğa ayrıca aşağıdaki yollarla zihinsel sağlığı iyileştirebilir:

Enerji seviyesini arttırmak

Öfkeyi, korkuyu ve stresi azaltmak

Artan hoş, güzel duygular

Ruh halinin iyileştirilmesi

Kendimizi daha huzurlu hissetmek

Güven ve benlik saygısını geliştirmek

Daha aktif olmamıza yardımcı olmak

Vücut Vitaminlerini (D gibi) arttırmak

Yalnızlığı azaltmak gibi

Kaynak: “Nature can Boost Your Energy and Ease Stress, by Melissa Eisler”.

 

Doğa birçokları için değil herkez için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır ve bizi duygusal, psikolojik ve fiziksel olarak sağlıklı tutmada hayati öneme sahiptir ama ondan yeteri kadar faydalanabiliyormuyuz? Nasıl faydalanabiliriz derseniz?

Mesela kötü bir gün geçirdiğinizde şehir dışında sessiz bir yere veya bir ormana gitmeyi ve yüksek sesle çığlık atmayı deneyin, yüksek sesle ağlayın. Tüm endişelerinizi size üzüntü veren her şeyi söküp dışarı çıkarın, yani deşarj olun. Bunu yaptıktan sonra orada sessizce oturun ve gözlerinizi kapatın. Doğa sizi enerjisi ile iyileştirerek ve rahatlatarak karşılık verecektir.  O anda kazandığınız enerjinin tadını çıkarın.  Unutmayınki siz orada yani doğada olsanızda olmasanızda, sorunlarınız olsada olmasada doğa daima orada olacaktır ve siz bunu idrak ederek doğa ile iç içe olmaya, bağ kurmaya çalışıp o andan haz, pozitif enerji alarak ruh halinizi güçlendirebilirsiniz.

 

Ormanda iseniz bazen sincap, kuş gibi küçük canlılar üzerinize gelebilir. Sizinle etkileşime girmek isteyebilirler. Hiç beklemediğiniz anda size ilgi gösterebilen hayvanlar olabilir.  Unutmayın hayvanlarda size belirli bir amaç veya bir istek için ilgi gösterirler.  Onların bu tabii hallerinden zevk, haz almak stresimizi azaltacaktır.

 

Yaralı bir hayvani iyileştirdiğinizi, uçamayan bir kuşa yardım edip tekrar uçuşunu sağladığınızı veya evsiz barksız bir kediye bir köpeğe aş ve yuva vermenizin size verdiği iç huzurunun mutluluğunu düşünün.

 

 

Okyanusta bir adam tarafından kurtarılan bir yunus hikayesini duymuşsunuzdur. Hayati tehlikeden kurtarıldıktan sonra Yunus adamı o kadar çok sever ki ailesiyle birlikte göç etmek yerine onun yanında kalmayı tercih eder.  Buda gösteriyorki hayvanlarla insanlar arasındaki bağ iyileştirici ve sevgi dolu bir bağdır. Kedi, köpek, tavuk ve diğer evcil hayvanların bizlere verdikleri sevgi enerjilerinin değerini düşünün ve takdir edin.

 

Genel olarak, doğada zaman geçirmek, günlük yaşamın dikkat dağıtıcı ve stres faktörlerinden kaçmak için hoş bir fırsat sunarak bireylerin zihinlerini temizlemelerine, odaklanmalarını keskinleştirmelerine, yaratıcılığa ve zihinsel netlik ve dengeyi yeniden kazanmalarına olanak tanır. Onun için mümkün olduğu kadar doğa ile birlikte olup ondan faydalanmaya çalışalım.

Unutmayın, “doğa huzurun evidir”.