Büyük Mübadele Olmasaydı Bugünkü Selanik, Drama ve Kavala'daki Demografik Yapı Nasıl Şekillenebilirdi?
Tüm ailem hem anne hem baba tarafı, Yunanistan'dan Türkiye'ye mübadele ile gelen bir ailenin fertleriydi. İkincil mübadil olarak, aile büyüklerimin dilinden hiç düşürmediği memleket hasretiyle büyüdüm. Çocukluk yıllarımda bu sözlerin ne denli derin bir anlam taşıdığını tam olarak kavrayamazdım. Ancak zamanla yaşım ilerledikçe, o duygulu anlatımların etkisiyle birçok sorunun peşine düştüm.

En temel sorulardan biri şuydu: Büyük Mübadele gerçekten kaçınılmaz mıydı? Aynı kültürel geçmişe sahip ama farklı din ve milliyete mensup toplulukların zorunlu olarak yer değiştirmesi gerekli miydi? Üzerinden neredeyse bir asır geçmiş olmasına rağmen, eğer bu zorunlu değişim yaşanmasaydı, mübadillerin terk ettikleri topraklarda bugünkü demografik yapı nasıl şekillenirdi? Biliyorum bu sorular, derinlemesine araştırmalar gerektiren konular olup kesin cevaplar vermek kolay değildir. Bilmiyorum belkide yapılmıştır veya Doktora tezi olacak tarihi önemi olan bir konudur. Ancak, bu yazıda sayısal verilere dayanmayan fakat mantıklı çıkarımlara dayalı niteliksel bir tahmin yürütmeye çalışacağız.

Mübadele, yalnızca bireylerin fiziksel olarak bir yerden bir yere göçü değildi; aynı zamanda kültürel, ekonomik ve toplumsal yapıları kökten etkileyen bir dönüşümdü. Mübadiller, geldikleri yeni topraklarda sosyal uyum sürecine girerken, geride bıraktıkları yerlerde de büyük değişimler meydana geldi. Örneğin, mübadele edilmeden önce Yunanistan'da yaşayan Türkler ve Osmanlı Rumları, bulundukları bölgelerin kültürel ve ekonomik dinamiklerini şekillendiren önemli unsurlardı. Göç etmeleri hem Türkiye'de hem de Yunanistan'da ekonomik yapıları ve sosyal dengeleri köklü biçimde değiştirdi.

Eğer mübadele gerçekleşmeseydi, bu toplulukların yaşadıkları yerlerdeki nüfus dengesi muhtemelen farklı bir seyir izlerdi. Osmanlı’dan miras kalan çok kültürlü yapının kısmen de olsa korunması mümkün olabilir, bu da etnik ve dini çeşitliliği bugünkünden farklı bir noktaya taşıyabilirdi.

Öte yandan, 20. yüzyılın başlarında milliyetçilik akımlarının güçlenmesi ve siyasi gerilimlerin artması göz önünde bulundurulduğunda, bu toplulukların uzun vadede nasıl bir durumda olacağı belirsizdir. Büyük olasılıkla, iki nüfus arasında sürekli bir anlaşmazlık devam edermiydi? Rumlar Yunanistan'a ve Müslümanlar Türkiye'ye göç edermiydi? Yani, daha uzun bir süre boyunca daha fazla istikrarsızlık olabilirmiydi? Belki de mübadele olmasa bile, başka şekillerde nüfus değişimleri yaşanacak, yerel çatışmalardan dolayı ya da ekonomik sebeplerle göçler devam edecekti.

Sonuç olarak, nüfus mübadelesi, tarihsel bağlam içinde değerlendirildiğinde büyük bir zorunluluk veya kaçınılmaz bir süreç olarak görülmese de dönemin siyasi ve toplumsal koşulları içinde radikal bir çözüm olarak uygulandığını söyleyebiliriz. Eğer bu büyük değişim yaşanmasaydı, bugünkü demografik yapı ne şekilde olurdu sorusunun kesin bir yanıtı yoktur. Ancak, mevcut veriler ışığında tahmini bir analiz yapmak, tarihsel süreçleri daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Geçmişi anlamak ve değerlendirmek, gelecekte benzer olayların daha insani ve adil çözümlerle ele alınabilmesi için önemli bir adımdır.

1923 Lozan Antlaşması kapsamında gerçekleştirilen Büyük Mübadele, Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus değişimine neden olmuş, böylece Anadolu'daki Rumlar Yunanistan'a, Yunanistan'daki Türk ve diğer Müslüman topluluklar da Türkiye'ye zorunlu olarak göç ettirilmiştir. Ancak bu mübadele gerçekleşmeseydi, bugün Selanik, Drama, Kavala ve çevresindeki kasaba ve köylerin demografik yapısı çok farklı şekillenebilirdi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetiminde Selanik, Drama ve Kavala bölgeleri etnik ve dini bakımdan çok karmaşık bir yapıya sahipti. Bölgede Rumlar, Türkler, Yahudiler, Bulgarlar ve diğer etnik gruplar bir arada yaşıyordu.

* Selanik: 20. yüzyılın başlarında şehirde Osmanlı Türkleri, Rumlar ve Yahudiler yoğunluklu olarak yaşıyordu. Osmanlı arşivlerine göre, 19. yüzyılın sonlarında şehrin nüfusu yaklaşık 150.000 olup bunun önemli bir kısmı Yahudi (Sefarad) cemaatine mensuptu. Türk Müslüman nüfus ise şehrin yöneticisi konumundaydı ve bölgede ticaret, sanat ve zanaat işlerinde etkiliydi.

* Drama ve Kavala: Bu bölgeler de benzer şekilde çok etnikliydi. Drama ve Kavala'nın Osmanlı dönemindeki nüfus yapısına bakıldığında buralarda Türklerin, Rumların ve Bulgarların yoğun olarak bulunduğu görülür. Kavala aynı zamanda Osmanlı için önemli bir tütün merkeziydi ve Türk Müslüman nüfusunun ekonomi içinde önemli bir yeri vardı.

Eğer 1923'te nüfus mübadelesi olmasaydı, bölgede Türk Müslüman topluluğu günümüzde de kayda değer bir nüfusa sahip olabilirdi. Mübadele sonucunda, bölgeyi terk etmek zorunda kalan yaklaşık 400.000 Türk Müslüman Anadolu'ya göç etmiş, yerlerine ise Batı Anadolu'dan gelen Rumlar yerleştirilmiştir.

Mübadele olmasaydı, bugün Selanik, Drama ve Kavala’da hatırı sayılır bir Türk Müslüman nüfus yaşıyor olabilirdi. Muhtemelen bölgede Türk Müslüman mahalleri kalmaya devam edecek, camiler ve diğer Osmanlı eserleri daha iyi korunacaktı.

Osmanlı döneminde Türkçe, bölgede yaygın bir şekilde kullanılıyordu. Mübadele olmasaydı, bugün Selanik ve Drama'da Türkçe bilen daha fazla insan bulunabilirdi ve bölgede çift dilli bir toplum oluşabilirdi.

Ancak böylesi bir durumda Yunanistan'da bugün Batı Trakya'da gözlemlenen azınlık politikaları ve siyasi gerilimler muhtemelen Selanik, Drama ve Kavala ‘ya da yansıyacaktı. Türk Müslüman toplumunun baskı görme ihtimali yüksek olabilirdi. Buna rağmen, bu bölgelerde Türk kültürü ve varlığı bugün Batı Trakya'dan çok daha geniş çapta devam ediyor olabilirdi.

Bugünkü nüfus:

•             Selanik: 1.1 milyon

•             Drama: 55.000

•             Kavala: 70.000

1920'lerdeki Türk Nüfusu ve Bölgesel Dağılım

Mübadeleden önce Selanik, Drama, Kavala ve çevresinde önemli bir Türk-Müslüman nüfus bulunmaktaydı. 1913 yılına ait verilere göre: Çevre köy ve kasabalarla birlikte bu rakamın toplamda 100.000-120.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Bu rakamlar, bölgedeki Müslüman-Türk nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %30-35 civarında olduğunu göstermektedir. Özellikle Selanik gibi şehirlerde Osmanlı döneminden kalma Türk mahalleleri ve camiler yoğun bir şekilde bulunuyordu.

Mübadele gerçekleşmeseydi ve bu nüfus bölgede yaşamaya devam etseydi, doğal nüfus artışı göz önüne alınarak bir tahmin yapmak mümkündür. Türkiye’deki benzer Müslüman-Türk topluluklarının yıllık nüfus artış oranı ortalama %1,5 ile %2,5 arasında değişmiştir. Eğer bu oranlar Yunanistan'da kalan Türk nüfusuna da uygulanırsa, günümüzde 700.000-900.000 aralığında bir nüfusa ulaşabilirdi.

Bu durumda, bugünkü Yunanistan nüfusunun yaklaşık 10,5 milyon olduğu göz önüne alındığında, bu topluluk günümüzde yaklaşık %7-10 gibi önemli bir orana sahip olabilirdi. Batı Trakya’daki Türk azınlığının hâlâ varlığını sürdürmesi ve benzer artış oranlarına sahip olması, bu tahminin makul olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak, Türkler 1923'te Yunanistan'ı terk etmemiş olsaydı, bölge uzun vadede Yunan kültürel ve demografik üstünlüğüne kayabilirdi, ancak Osmanlı’dan kalan Müslüman Türk varlığı tamamen yok olmazdı. Selanik, Drama ve Kavala gibi şehirlerin demografik yapısı muhtemelen önemli bir Türk azınlık nüfusuna sahip olurdu ve bu da toplam nüfusun önemli bir bölümünü oluştururdu. Nüfus mübadelesinden önce bu bölgelerdeki tarihi yoğunlukları nedeniyle yerel kültürde, ticarette ve hatta muhtemelen siyasette güçlü bir varlık gösterirdi.

Çok genel bir eğilim olarak, 5 nesil sonra Türkçe konuşan nüfusun Yunan ve Ermeni azınlıklardan daha hızlı artmış olması gerektiğini söyleyebilirim.  Emin Erman, Feb24, 2025