Orkun’un bir Anlık Hatası, Bir Ömrün Etiketi Olmasın

Son Fenerbahçe–Beşiktaş maçında yaşananlar hâlâ konuşuluyor. Beşiktaş 2-0 öndeyken, Orkun’un gördüğü kırmızı kart maçı tamamen değiştirdi. 10 kişi kalan takım sonunda sahadan 3-2 yenik ayrıldı.

Ancak maç bitti, tartışmalar bitmedi. Sosyal medya adeta bir mahkeme salonuna döndü; Orkun, acımasızca yargılandı.

“Akılsız”, “takımı sattı”, “profesyonellikten uzak” gibi ifadeler havada uçuştu.

Oysa durup bir düşünelim…

Bu kadar kolay mı bir insanı, bir futbolcuyu, tek bir saniyelik refleksiyle yargılamak?

Futbol sadece bir oyun değil, aynı zamanda duyguların, heyecanın, adrenalin ve baskının iç içe geçtiği bir sahnedir.

Derbi gibi tansiyonu yüksek maçlarda oyuncular bazen saniyeler içinde karar verir. Bu kararlar, dışarıdan izleyen bizlerin rahat koltuklarda, tekrar görüntülerle “mantıklı” biçimde analiz ettiği kadar kolay değildir.

O anda oyuncunun kalp atışı, nefesi, hırsı, taraftarın sesi, formanın ağırlığı hepsi üst üste biner. Ve bazen bir refleks, bir hamle, bir saniyelik kontrol kaybı koca bir fırtınaya dönüşür.

 

Orkun’un müdahalesi elbette hatalıydı; ama kasıtlı değildi.

Bu fark, bir sporcunun karakterini belirler.

Kasti şiddetle yapılan bir hareketle, oyun temposunun yarattığı bir hata asla aynı kefeye konamaz.

Bugün onu taşlayanlar, yarın bir başka futbolcunun aynı durumda yaptığı hatayı “insanlık hali” diye yorumlayabiliyor.

Çünkü biz, hataya kendi penceremizden bakıyoruz.

Ama unutulan bir şey var:

Futbolcular da insan. Onların da korkuları, pişmanlıkları, vicdanları var.

Bir kırmızı kart, sadece bir oyunun dönüm noktası değil, bir gencin psikolojisinde derin izler bırakabilir.

Eleştirelim, elbette.

Ama kırmadan, aşağılamadan, vicdan terazisini koruyarak.

Çünkü linç etmek bizi rahatlatmaz, sadece değerlerimizi aşındırır.

Unutmayalım ki bu genç futbolcular, sahada bizim için mücadele ediyorlar. Onları eleştirmek hakkımız, ama kırmak, aşağılamak değil.

Orkun’un sahadaki emeğini, iyi niyetini ve Beşiktaş forması için gösterdiği hırsı görmezden gelmemek gerekir.

Futbol, sadece sonuçlarla değil, insana dair olanıyla da güzeldir.

Hatalar da bu oyunun bir parçasıdır — tıpkı affetmenin, sahiplenmenin ve yeniden ayağa kalkmanın da olduğu gibi.

Beşiktaş gibi bir camia, tarih boyunca düşeni taşlayan değil, elinden tutup kaldıran bir duruşla büyümüştür.

Bugün Orkun’u savunmak, sadece bir futbolcuyu değil, “insan olma” ilkesini savunmaktır.

Bir anlık hata, bir ömrün etiketi olmasın.