KİM BU HÜDDAM HAZIM?
Ece ile Gece Hikayelerinin on birinci bölümüne hoş geldiniz. Bugün size karanlık mabedlerin gizemli dervişi Hüddam Hazım’ın ürkütücü öyküsünden söz edeceğim.

Kökenleri Mezapotamya’nın sırlarla dolu tarihine uzanan ve asırlar önce İstanbul’u mesken tutan eski bir tarikatın şeyhliğini yedi nesildir aynı aile silsile yoluyla sürdürüyordu.

Peygamber soyundan geldiği söylenen tarikat şeyhinin iki eşinden sekiz çocuğu vardı.

Bunlardan en büyüğü erkek, sonraki altı tanesi kızdı. Tekne kazıntısı olan sekizinci bebek erkekti, ona Hazım adını verdiler.

Küçük yaştan itibaren güçlü bir din eğitimi alan Hazım, son derece akıllı ve kendinden emin bir çocuktu.

Ancak kendisinden otuz yaş büyük olan üvey abisinin gölgesinde kalmıştı.

Çevresindeki herkes, tarikatın müstakbel şeyhinin silsile yoluyla babasından abisine geçeceğini biliyordu.

Aradaki büyük yaş farkı nedeniyle sıra hiçbir zaman Hazım’a gelmeyecek ve gelecekte yeğenlerine geçecekti.

Biraz içine kapanık büyüyen Hazım, on dört yaşındayken büyük bir şokla karşılaştı.

Gelecekte tarikatın başına geçecek olan ağabeyi, genç sayılabilecek bir yaşta kalp krizi geçirdi ve aniden hayatını kaybetti.

Hazım’ın babası bundan çok etkilendi. Yaşlandığını hissediyordu ve büyük oğlunun ölümü sonrası yerine henüz on dördündeki küçük Hazım’ı yetiştirme telaşına düştü.

İki yıl süreyle hızlandırılmış bir eğitimden geçirilen Hazım’ın erenler arasında kabul edilmesi için kırk gün süreyle çilehaneye girmesini emretti.

Tek başına bir odada, sadece kuru ekmek ve su ile yaşayacak, sürekli ibadet edecek, kimseyle konuşmayacaktı.

Tarikatın önde gelen isimleri, Hazım’ın henüz on altı yaşında olduğunu söyleyerek çilehaneye girmesine karşı çıktılar. Yeterince olgunlaşmamış genç bir dervişin çilehanede şeytanla başbaşa kalması tehlikeli olabilirdi. Bu durumda maksat hasıl olmayabilirdi.

Kendisinden sonra oğlunu hazırlamak isteyen şeyh, bu itirazlara kulak asmadı.

Küçük Hazım, henüz onaltısındayken çilehaneye girdi.

Burası karanlık bir odaydı. Tuvalet ihtiyacını görebileceği özel bir bölmesi vardı. Bunun dışında İçeride bir döşek bile yoktu. Zamanını ibadet ederek ve yakararak geçiriyordu.

Günde iki defa girişteki menteşeli servis kapısından bir sürahi içme suyu, bir maşrapa abdest suyu ve üç dilim buğday ekmeği bırakılıyordu. Buradan sızan ışıktan gece ve gündüz fark edilebiliyordu.

Günler sonra sağ tarafındaki karanlık duvarda bir nur göründü. Selam verdi. Ona yol açmaya geldiğini söyledi. Hazım’ı aşkın yolcusu olmaya davet etti. Duvarın içinden bir koridor açıldı. İbadet eden insanlar, ışıltılı mabetler ve ona hürmet eden müritler göründü. Hadi gel denince Hazım her nedense tereddüt etti. Çilehaneden çıkınca zaten bu yolun yolcusu olacağını söyleyerek teşekkür etti. Bunun üzerine koridor kapandı. Çilehane yeniden karardı.

Aradan zaman geçti. Bu defa çilehanenin sol duvarında kırmızı bir ışık yandı. Başka bir koridor açıldı.

Gizemli bir ses ona selam verdi. Kendisine ikinci bir yol önereceğini söyledi. Ormanlar içinde gösterişli bir villa gördü. Etrafını saran çarpıcı güzellikteki genç kızlar ve ona sunulan zengin yiyecekler gözünün önünden geçti.

Hazım burası neresi diye sordu. Gizemli ses, sana dünyadaki cenneti gösteriyorum dedi. İkinci yoldan gidersen buraya çıkacaksın.

Burası şeytanın yolu olmalı, dedi Hazım.

Gizemli ses, hayır cevabını verdi. Şeytan çilehanelere giremez. Burası aşkabada giden yol. Sana gösterilen ilk yoldan gitmedin. Bu nedenle sana ikinci yolu açtık. Bu yol, gayba gider. Aşkabad yolcularına hikmet kapıları açılır. Sadece insanların değil ecinnilerin efendisi olursun.

Hazım durumu kavramaya çalışıyordu. Aşkabad yolcusu olmak bana ne kazandıracak, diye sordu.

Sen sadece hikmetli değil aynı zamanda cesursun ve akıl sahibisin, cevabını aldı. Kendisine gösterilen ilk yoldan gitmeyen ve ikinci yol hakkında korkmadan sorular soranlar aşkabad yolcusu olma cesaretini gösterir.

Aşkabad yolcuları hüddamlık mertebesine ulaşır. Emrine giren üç harfliler sayesinde gizem kapılarını açarlar. Sihir yapmayı, kahinlik gütmeyi ve ademoğullarının göremediğini görmeyi öğrenir.

Bunlar günah değil mi diye sordu.

Ses, Kurandan ayetler okumaya başladı.

Allah meleklerden ve insanlardan rasuller seçer.

Yusuf, size, Allah’ın lütfuyla sizin bilmediğinizi bilirim, dedi.

Gaybı bilen Allah’tır. Gaybını, razı olduğu rasulden başkasına bildirmez.

Hazım bir teklifle karşılaştığının farkındaydı. Gaybı bilme konusunda ona rıza gösterilecekti. Cevap vermeden önce  son bir sorum olacak dedi.

Hüddam olunca hayatımda ne değişecek, bunun bana nasıl bir katkısı olacak?

Gizemli ses, herkes dünyada bir sınavdan geçiyor. Bu senin sınavın olacak cevabını verdi. Eğer iyiye kullanırsan sınavdan geçersin. Kötüye kullanırsan sırat köprüsünden geçemezsin.

Geçmişte çilehaneden çıktıklarında aşkabad yolunu seçenler evliya mertebesi edindi. Senin için bu kapıyı açtık. Hangi yolun yolcusu olacağına sen karar vereceksin.

Hazım, çilehaneden çıktıktan sonra başka bir insan olmuştu.

Babası ve çevresindekiler, önceleri onun hikmet sahibi olduğunu düşünerek sevindiler.

Ancak kısa zamanda anlaşıldı ki delikanlı, sıradışı birisi olmuştu.

Söz dinlemiyor, kendi yolunu dikte ettiriyordu.

Geleceği bilmek, büyü yapmak, büyü bozmak, insanları telkin ve teskin etmek gibi güçler edinmişti.

Bunun için üç harflilerden yararlandığı konuşuluyordu.

Onun bu korkutucu halleri, tarikat içinde rahatsızlığa yol açmıştı.

Kıdemli dervişler, böyle birisinin başlarına şeyh olamayacağını söylüyordu.

20 yaşına geldiği gün babası, onu karşısına aldı. Bu türden işleri bırakması konusunda onu sert biçimde uyardı.

Hüddam Hazım, babasını sessizce dinledi.

Sonrasında eşyalarını topladı. Tarikat külliyesini terketti.

Artık, kendi yoluna gidecekti.

Büyük bir şöhret edinmiş ve bu yolla zenginleşmeye başlamıştı.

Kısa bir süre sonra Trakya’nın longoz ormanlarında çok büyük bir çiftlik evi yaptırdı.

Hüddam Hazım, modern çağların dervişi olmaya başlamıştı.

Ece ile Gece Hikayelerinin bu bölümünde Hüddam Hazım’ın geçmişinden bahsettik.

Üç harflilerin efendisi Hüddam Hazım’ın biraz korku, biraz şaşkınlık ve çokça heyecan dolu öykülerini kaçırmamak için kanalımıza abone olmanızı rica ediyoruz.

Yeniden görüşmek üzere esenlikler diliyoruz.