Karamanoğulları Beyliği ve Karaman Bey
Zaman Mekan Televizyonundan herkese merhaba. Ben Zaman Yolcusu Zamira. Bugünkü yayınımızda Ortaçağ Yakındoğu Muhabirimiz Melike Meryem’e bağlanacağız. Kendisinden Karamanoğulları Beyliğinin kuruluşuyla ilgili haberleri alacağız. Şimdi 1261 yılına gidiyoruz, Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti Konya’dayız. Sevgili Melike Meryem tam karşımızda bizi bekliyor.

***

-          Sevgili Melike Meryem, Anadolu’nun güneyinde yeni bir Türkmen beyliği kuruluyor. Karamanoğulları Beyliğinin kuruluşuyle ilgili bize neler anlatacaksın?

-          Soğuk bir Konya akşamından bizi izleyen herkese selamlar. Bilindiği gibi çalkantılı günler geçiren Anadolu Selçuklu Devleti’nde çok başlılığa son veren Dördüncü Kılıçaslan kısa bir süre önce tek başına Sultan ilan edilmişti. Bugün yeni hükümdarın başkanlığında toplanan Selçuklu Divanı önemli kararlara imza attı. Bazı kalelerin komutanlıklarına yeni atamalar yapan ve vergilere düzenlemeler getiren divan, Nureddin Oğlu Karaman’a beylik yetkisi veren fermana onay verdi. Karaman Beyin kardeşi Bunsuz ise saray muhafız komutanlığına getirildi. Anadolu Selçuklu Devletindeki gelişmeleri yakından takip eden kaynaklar arasında bu kararların şaşırtıcı bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü Karaman Bey’in halk arasında Nure Sufi diye bilinen babası Nureddin Bey, dedesi Sadettin Bey ve hatta büyük dedesi Sadettin Beyin devlet otoritesiyle arasının hoş olmadığı gayet iyi biliniyor. Yayınlanan bu ferman ile ilk defa devlet hizmetine girmiş olacaklar.

-          Melike Meryem, aramızda 750 yıldan fazla zaman var. İzleyicilerimizin durumu anlayabilmesi açısından Selçuklu Devletinde son yıllarda olan bitenleri bize özetleyebilir misin? 1261 yılına gelinceye kadar Selçuklu topraklarında neler yaşanmıştı? Konya Sarayı, Karaman Beyliğini tanıma noktasına nasıl geldi, senden kısa bir özet rica edelim.

-          Sevgili Zamira, açıkçası içinde bulunduğumuz on üçüncü yüzyıl, Anadolu’nun belki de en uzun yüzyılı olabilir. Özellikle son 40 yıl içinde bölgede öylesine önemli gelişmeler yaşandı ki muhtemelen etkileri asırlarca sürecek. 1220’de sultan olan ikinci Alattin Keykubad döneminde Anadolu Selçuklu Devleti en parlak günlerini yaşarken 1237’de zehirlenerek öldürüldükten sonra ülkede müthiş bir kargaşa dönemine girildi. 1240 yılında Baba İshak ve Baba İlyas isimli iki din adamının etrafında toplanan Türkmen obalarının çıkarttığı ayaklanma ilk büyük yıkıma yol açtı. Bu ayaklanmanın etkileri geçmeden büyük bir Moğol ordusu Anadolu’ya saldırdı. 1243’teki Kösedağ Savaşının kaybedilmesi  devleti yıkılma noktasına getirdi.  Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev 1246’da öldü. Yerine büyük oğlu İzzeddin Keykavus Sultan ilan edildi. Ancak küçük sultan henüz 11 yaşındaydı ve kendinden küçük iki kardeşinin etrafında toplanan devlet adamları arasında onları sultan olarak görmek isteyenler vardı. Kardeşler arasındaki iktidar kavgasında bağımsızlık yanlısı İzzeddin ile Moğolların eyaleti olmaya razı olan Dördüncü Kılıçaslan arasında ülke ikiye bölündü. Moğolların desteğini alan Kılıçaslan abisini yendi, İzzeddin Bizanslılara sığınmak zorunda kaldı ve Kırım’a kaçtı. 1261’de Konya’yı ele geçiren Dördüncü kılıçaslan, kısa bir süre önce tek başına Selçuklu ülkesinin sultanı oldu. Kısaca gelişmeleri böyle özetleyebiliriz.

-          Bu güzel özet için teşekkür ediyorum, ancak sözlerinin başında Karaman Bey ve onun soyundan gelenlerin Selçuklular ile arasının eskiden beri arasının iyi olmadığını söylemiştin. Biraz Karaman Beyin geçmişinden söz eder misin? Anadolu’da bütün bunlar yaşanırken Karaman Beyin ataları olayların tam olarak neresindeydi?

-          Karaman Beyin atalarının Oğuz kanı taşıdığını biliyoruz. Büyük Selçuklu Devleti kurulurken Türkistan’dan Güney Azerbaycan yaylalarına göç etmişler. Uzunca bir süre burada kaldıktan sonra Moğol istilasıyla birlikte Sivas civarına geçmişler. Karaman Beyin babası Nureddin, bu dönemde Baba İshak’ın müridi olmuş ve sofu diye anılmaya başlamış. Ancak Nureddin Sofu demek zor geldiği için Türkmenler arasında kısaca Nur Sofi diye anılıyormuş. 1240’taki büyük ayaklanmada Selçuklulara karşı isyan edenlerin arasında onun adı geçiyor. İsyanın arkasından 1243’te Moğol işgali başlayınca Anadolu’nun en güvenli bölgesi olan Toros Dağlarına sığınmışlar. Daha sonraki yıllarda Nureddin Bey günlük işlerden elini eteğini çekip oğulları Karaman Bey ve Bunsuz Beye bırakmış, inzivaya çekilmiş. 1256’da ölünce yönetim tamamen Karaman Beye geçmiş. Anadolu Selçuklu Devletinin yönetimi için iki kardeş savaşırken İzzeddin’e yakın durmuşlar. Moğolları can düşmanı gördükleri için İzzeddin’i kendilerine daha yakın bulmuşlar. İzzeddin Konya’nın kontrolünü elde tutarken Karaman Bey zaten başına buyruk hareet ediyordu. Antalya ve Mersin’in kuzeyindeki dağlık bölgede yaşayan Türkmen obaları, Karaman Beyin liderliği kabullenmiş görünüyorlardı. Ancak Dördüncü Kılıçaslan ülke yönetimini tek başına ele geçirince Konya’ya çok yakın bölgede yaşayan Karaman Bey ve kardeşi Bunsuz’un üzerine saldıracağı bekleniyordu. Bu nedenle Karaman’a beylik kardeşine ise saray muhafız komutanlığı verilmesi yeni birdönemin başlangıcı olacak gibi görünüyor.

-          Gerçekten ilginç! Durumu daha iyi anlamak için soruyorum, Karaman Bey için Oğuz kökenli demiştin. Acaba hangi Oğuz boyuna bağlı ve ona beylik verilmesi ne anlama geliyor? Biraz bunlardan söz eder misin?

-          Önce hangi boydan olduğu sorusuna cevap verecek olursak bunu söylemek kolay değil. Rivayetlere bakılırsa Salur Boyundan köklü bir bey hanedanı olduğu konuşuluyor. Ancak Karaman Bey hiçbir zaman boy bağlantısını öne sürmüyor. Çünkü Toroslarda birçok farklı Türkmen boyu birlikte yaşıyor. Salurların yanı sıra Afşarlar ve başka Türkmen boylarına bağlı obalar var. Bunlar arasında birliği sağlayabilmek için boy kimliğini pek öne çıkartmak istemediği söyleniyor. Beylik verilmesi konusuna gelecek olursak, bunu bir tür özerklik olarak kabul edebilirsiniz. Bölgeye Selçuklu Sultanı adına yönetecek, güvenliğini sağlayacak. İstendiğinde asker gönderecek. Vergileri toplayıp bir kısmını kendisine ayırdıktan sonra kalanı devlet hazinesine gönderecek.

-          Peki yeni Selçuklu Sultanı geçmişte sürekli kendisiyle çatışan bir yöresel hanedana beylik verme noktasına geldi? Onlardan çekindiklerini söylersek yanlış olur mu?

-          Bu kararın güvenlik boyutu inkar edilemez. Karaman Beyin kontrolündeki bölge başkent Konya’ya at sırtında sadece bir ya da iki günlük mesafede ve elinde kaydadeğer sayıda savaşçı bulunuyor. Ancak Dördüncü Kılıçaslan’ın son yıllarda yakılıp yıkılan ülkesini toparlayabilmek için birlik ve beraberliği sağlamaya ihtiyacı var. Kardeşi İzzeddin artık onun için bir tehlike sayılmaz, bu nedenle İzzeddin yanlılarını kendi yanına çekmeyi düşünüyor olabilir. Ayrıca Karaman beyin elindeki topraklar, Konya için son derece önemli bir konumda bulunuyor. Antalya ve Alanya kalelerinde ticaret gemilerinin yanaştığı Latin kolonileri var. Konya’nın Mısır ve Şam ile ticaretini bu iskeleler sağlıyor. Ticaret yollarının güvenliği açısından Karaman Beyle anlaşmaları gerekiyor. Çukurova tarafında ise Haçlı seferlerinin kalıntısı sayılabilecek Hıristiyan prenslikleri yer alıyor. Karamanlılar bunlara karşı tampon rolünü üstlenecek.

-          Peki sevgili Melike Meryem, bağlantımıza son vermeden önce Karaman Bey ile Dördüncü Kılıçaslan arasında sağlanan bu uzlaşmanın ne kadar kalıcı olacacağı konusunda bir değerlendirme yapmak ister misin?

-          Bu konuda farklı görüşler var, ancak benim fikrimi soracak olursanız Selçuklu Devletinin Moğol baskısından kurtulması zor görünüyor. Moğollar Anadolu’nun kanını adeta emiyor. Bu nedenle Konya’da ve Anadolu’da çalkantının kolayca bitmesi pek mümkün görünmüyor.

***

Melike Meryem, 1261 yılından, Konya’dan bildirdi.

Zaman Mekan Televizyonu, dünya tarihinin farklı dönemeçlerinden kurduğu canlı bağlantılarla size tarihi sevdirmeye devam edecek.

Yeniden görüşünceye kadar esenlikler diliyoruz.