Uranüs 2018 yılında boğaya girmişti, 7 temmuz 2025te ikizlere geçecek.
Tam 7 yıllık bir dönem kapanıyor demektir.
Satürn, yaklaşık iki buçuk yılda burç değiştirir. 25 mayısta balık burcunu bırakacak 1 eylüle kadar koçta duracak.
Neptün 30 martta koça geçiyor.Uzun jenerasyon gezegenlerin aynı yıl içinde burç değiştirmeleri, çalkantılı bir döneme işaret ediyor. Biraz önce söylediklerime 19 kasımda bizi bekleyen plüton kova geçişini de eklemek lazım. Uzun jenerasyon gezegenler, aynı burçta uzun süre kaldığı için adeta alışkanlıklar yaratan, rutinler üzerinde devam eden dönemsel etkiler yaratır. Bunların her gezegen değişimi ise dönemlerin ve rutinlerin değişmesi demektir. Yeni dönemler ve yeni rutinler getiren bu değişimler aynı yıl içinde bir kez, hadi bilemedin iki kez olur. Oysa bu sene bu değişimlere çok kereler tanık olacak. Bu sert değişim süreçlerinin 2026 ortalarında yatışacağını görüyoruz. Bunun anlaşı şudur: 2025 yılı dünyanın ve Türkiye’nin rutinlerini değiştirdiği, yeni rutinlerle tanışmaya başladığı kırılmaları beraberinde getirecek. Bu yılı doğru yöneten, kırılma dalgalarının üzerinde sörf yapabilenler kazançlı çıkacaklar. 2026’da başlayacak yeni döneme güçlü ve kendinden emin pozisyon alarak başlayabilecek. Süreci yönetemeyenler için büyük kayıplar söz konusu ve onlar ne yazık ki 2026 sonrası yeni rutinlerin kaybedenler kulübünde sıkıntılar çekecek.
Benim hissettiğim şu: Yapay zeka başta olmak üzere teknolojide öyle gelişmeler olacak ki, bunlar günlük hayatımıza yansıyacak. Çok büyük uluslararası şirketlerden başlayarak insan gücünün yerini yapay zeka ve robotik iş gücünün alacağından endişe ediyorum. Çünkü bunlar, insanın önemini ve değerini azaltacak. Ben bunu bilgisayar, cep telefonu ve banka kartları gibi teknolojilerin insan gücüne yansımalarını hatırlatıyor. Artık birşeyler satın almak için markete gitmek zorunda değiliz. Cep telefonumuzla sipariş veriyoruz, istediğimiz ürün kapımıza geliyor. Eskiden halk otobüslerinde biletçiler vardı. Şimdi yolculuk için özel kartlar var, gösteriyorsunuz hesabınızdan düşüyor. Ne bilet kaldı, ne biletçi! 2026’dan itibaren bunlardan çok daha fazlası olacak gibi görünüyor. Böyle giderse mahkemelerde yapay zeka ile çalışan elektronik hakimler karar verecek. Yapay zekayla yaratılan insansı muhabirler haber bültenlerini sunacak. Elektronik radarlar, akıllı kavşaklar trafik polislerinin yerini alıyor. Savaşarda akıllı savaş aygıtları kullanılıyor. Süreç bu tarafa doğru gidiyor.
Neptün koç buluşması, 240 yıllık döngünün sonu olacak. Satürn ise 29 yıllık döngüleri tamamlıyor. Bu tam anlamıyla bir sıfırlama görüntüsü sergiliyor. 2026 şubatta ise bu ikili tam kavuşuma geliyor. Sonrasında uzun bir dönem birliktelik içindeler. Ona geçişin yaşanacağı 2025 yılı ise yeni dönemin çalkantı ve sancılarıyla geçecek. Satürn ile koç aslında birbiriyle çok uyumsuz bir ikili. Satürn kuralcıdır, sınırlayıcıdır, hayat dersleri verme eğilimindedir. Futbol deyimiyle stoperdir, basketbol deyimiyle alan savunmasıdır. Koç ise, hadi yap, durma, asıl ve kopar diyen, teşvik edici, kışkırtıcı bir yapıdır. Bu da çatışma ve kargaşanın habercisi gibi görünüyor.
Bunu içerde ve dış dünya ile ilişkilerde ayrı yorumlamak lazım. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu zorlanacak. Atak davranmak istiyor ancak onu hem partisinden hem de iktidardan pranga vurmak isteyenler çıkacak. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile Sayın Devlet Bahçeli arasında buna benzer bir lişki var. Birlik içinde bir görüntüleri var, ancak aynı zamanda birbirlerini sınırlıyorlar. Masa altından tekmeleşmeler, 2025’e damgasını vuracak. Bunu sonu ise kaçınılmaz bir çözülme ve değişim. Ancak bunun 2025 sonbaharında başlayacağı ve 2026 yılı içinde bir şekil alacağı gözleniyor.
Dış dünya bakımından ise bizim Türk dünyasında ve Ortadoğuda yapmak istediklerimiz var. Ancak bizi engelleyen kilitler bulunuyor. Türk dünyasında Rusya, Suriye’de ise hem Rusya hem Amerika bizi kısıtlıyor. 2025’te bunlarla tekmeleşeceğiz. Yaralanırsak, bacaklarımız incinirse 2026’daki yeni dünya düzenine girerken yeterince dik duramayız. Bu nedenle daha az tekme yemeliyiz, hamlelerimizi ölçüp biçip yapmalıyız.Satürn ile koç çekişmesinin dünyadaki yansımaları için neler söyleyebiliriz?
Buna birkaç örnek vereceğim ama en önemlisini sona saklamak istiyorum. Sözün gelişi Avrupa Birliğinin koyduğu kurallar konusunda üye ülkelerle çatışma beklenebilir. İtalya ve İspanya göçmenler konusunda, Macaristan ve Polonya demokratik değerler konusunda, Almanya ve Fransa vize uygulamaları konusunda birliğin yasalarıyla çatışacak. 2026’da Avrupa’nın geleneksel yapısının değişeceğini ve başka bir düzleme oturacağını düşünüyorum. Çin ve Amerika birbirinin satürnü ve koçu olacak. Rusya ise imparatorluk vizyonuyla yeni dünyanın gerçekleri arasında gitgeller yaşayacak. Ukrayna savaşı bir ileri iki geri gittikten sonra 2026’da daha durağan bir ateşkese dönüşebilir. Ancak ben özellikle Trump ile Amerikan derin devleti arasında sorunlar bekliyorum. Sona bırakmak istediğim şey bu. Başkan Trump, atak yapmak istedikçe onu ceketinden çekiştirip durdurmaya çalışacaklar. Ancak bu sıkıntılı sürecin 2026’da acı veya tatlı sonlanacağını düşünüyorum.
Şöyle söyleyeyim: Koç iyi başlatıcı, kötü bitiricidir. Satürn ise öyle veya böyle bitirmeye meyillidir. Trump iyi başlayabilir. Ancak bitiricilik sorunu olacak. Amerikan derin devleti işi uzatmaz. Zararın neresinden dönersek iyidir mantığını güder. Bitsin der ve bitirir. Yani Trump’ın başlattığı süreçler onun düşündüğü biçimde değil onu sınırlayanların istediği şekle bürünecek.
2025 aslında koç tutulmasıyla birlikte başlayacak. Uranüs ise ikizlere geçiyor. Bütün dünyada zıtlaşma, iç savaşlar. komşularla savaş gibi tatsızlıklar aklımıza geliyor. Trump ikizler olduğu için. Ben bunu manidar görüyorum. Mazbatayı aldığı dönem çok sert. Saldırıya uğrayabilir ve yıl içerisinde sağlık sorunları olabilir.
Trump önemli bir aktör, 2025 yaz aylarında dünya siyasetinde büyük kırılmalar olacak. Ortalık toza dumana bürünecek.
Bu karmaşa, 2026 ortalarından itibaren durulmaya başlayacak. Değişen düzeni hemen anlayamayacağız.
Ama şurası çok net: 2026’dan sonra başka bir dünya bizi bekliyor.Atlanmaması gereken iki husus var: Birincisi tutulmalar, ikincisi ise ay düğümleri. Bunların etkisini genellikle anlık değerlendirme yanlışına düşüyoruz. Bunların bir karakteri olduğunu atlıyoruz.
29 Mart Koç Burcunda ve 21 Eylül 2025 Başak burcunda iki güneş tutulmamız var. 14 Martta başak burcunda ve 7 eylülde balık burcunda iki ay tutulması göreceğiz. Tutulmaların çoğunluğu başak ve balık ekseninde gerçekleşecek.
Türkiye’nin kuzey güney ay düğümleri başak balık aksında. Bu çakışma, Türkiye’de köklü değişimleri işaret ediyor. Özellikle 7 eylüldeki tutulma, çok uzun zamandan sonra büyük değişim çağrışımı yapıyor.
Adeta anka kuşu gibi, küllerinden doğarak gelecek köklü bir değişim dalgası Türkiye’ye çarpacak. İyi yönetilirse bu değişim çok iyi noktalara bizi götürebilir. İnşallah iyi yönetmek mümkün olur.
Jüpiter 10 temmuzda yengeç burcunda olacak. Türkiye’nin yükseleni yengeç ve 12 yılda bir gelen yeni bir dönem başlıyor. İyi yönetilirse başarılı bir geçiş olacağını buna dayanarak söylüyorum.
10 Temmuzda Türkiye’de yeni döneme geçiş başlayacak. 7 Eylüldeki tutulma bir eşik atlatabilir. Bu tarihleri bir yere kaydetmekte fayda var.
Ben tüm Türk halkına ve bizi youtubedan izleyeceklere hayırlı bir yıl diliyorum.