Zaman Yolcusu 1277 yılında Konya'da
Zaman Mekan Televizyonu İstanbul stüdyolarından herkese merhaba. Bugün sizi günümüzden 747 yıl öncesine götüreceğiz. 13 Mayıs 1277 tarihinde Konya’da yaşanmakta olan müthiş bir olayın ayrıntılarını anlatmak üzere Ortaçağ Muhabirimiz Melike Meryem bizi orada bekliyor. Türk tarihinin önemli dönemeçleriden birisine tanık olmaya hazırsanız, lütfen arkanıza yaslanın. Ben Zaman Yolcusu Zamira. Başlarken bizi izlediğiniz ve kanalımıza abone olduğunuz için teşekkür ediyor, iyi seyirler diliyoruz.

Sevgili Melike, Anadolu Selçuklu Devletinin Moğol istilasına direnişinin sembol olaylarından birisine tanık olmak için Konya’dasın. Takvimler 13 Mayıs 1277’yi gösteriyor. Bize orada neler olduğunu anlatabilir misin?

Sevgili Zamira, Anadolu Selçuklularının kadim başkenti Konya’da ilginç ve bir o kadar da önemli gelişmeler oluyor. Aslında herşey geçen ay, 15 Nisan tarihinde Memluk Sultanı Baybars ile Moğol orduları arasında Elbistan Ovasında yaşanan meydan savaşı ile başlamıştı. Moğol ordularının ağır bir yenilgiye uğraması sonrası Baybars’ın Anadolu’da hakimiyeti ele alması bekleniyordu. Ancak kalabalık ordusunun gıda bulmada yaşadığı sorunlar ve intikam için saldırması beklenen Moğollara karşı açık alanda durmanın tehlikelerini gören Baybars, on gün içinde ülkesine geri dönünce Anadolu’da büyük bir başı bozukluk yaşanmaya başlandı. Moğollarla birlikte hareket eden Selçuklu Sultanı üçüncü Gıyaseddin Keyhüsrev ile baş veziri Muhiddin Pervane Tokat civarında Moğolların takviye güçle gelmesini beklemeye koyuldu. İşte tam da bu boşluktan istifade eden Karamanoğlu Mehmet Bey, bir anda başkent Konya’ya gelerek şehre girdi. Yanında devrik Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus’un oğlu Alattin Siyavuş’u almıştı. Başkente giren Karamanlılar, Üçüncü Gıyaseddin döneminin sona erdiğini ve yerine Alattin Siyavuş’un Sultan olduğunu ilan ettiler.

Melike, izin verirsen araya girmek istiyorum. Konya’da neler yaşandığına geçmeden önce bize tarihsel süreçte yaşananları hatırlatır mısınız? Neticede yaklaşık 750 yıl önce yaşanan bir olaydan söz ediyoruz. İzleyicilerimiz 13 Mayıs 1277 gününe kadar Anadolu Selçuklu coğrafyasında neler yaşandığını hatırlamıyor olabilirler. Bahsettiğin isimler, yaşadıkları dönemin önemli insanları ama günümüzde onları hatırlayan pek fazla kimse yok. Bize kısa bir özet geçer misin?

Elbette, hemen kısa bir hatırlatma yapalım. Anadolu Selçuklu Devleti uzunca bir süredir Moğol işgali nedeniyle zor günler yaşıyor. Bu işgale karşı direnmek isteyenlerin öncülüğünü yapan Sultan İzzeddin Keykavus bundan yaklaşık 15 yıl önce girdiği mücadeleyi kaybedince İstanbul üzerinden Kıbrıs’a sığınmıştı. Yerine geçen kardeşi Kılıçaslan geçti ve tamamen Moğol güdümünde bir dönem başlamıştı. Ancak Moğol işbirlikçiliği ona yaramadı. 1266’da hiç kimsenin beklemediği bir anda Moğollar koskoca Selçuklu sultanını idam ettiler. Yerine de çocuk yaştaki oğlunu kukla gibi oturttular. O zamandan beri ülkeyi sembolik olarak o yönetiyor, ancak gerçekte yönetim Moğolların atadığı Pervane isimli kayyumun elindeydi. Ancak Moğollara karşı direnişçiler fırsat kolluyordu. Aradıkları fırsatı Memluk Sultanı Baybars’ın Moğollar’a saldırması vermiş gibi görünüyor.

Anadolu topraklarında siyaset o yıllarda bile oldukça karmaşıkmış. Peki, biraz da Konya’daki atmosferden söz eder misin? Selçuklu başkentinde neler oluyor?

Aslına bakarsanız burada Karamanoğlu Mehmet Bey’e karşı bir direniş havası vardı. Konya’nın seçkinleri ve şehri yöneten Selçuklu bürokrasisi Moğollar’dan fazlasıyla çekiniyor. Aralarında Farsça konuştukları için Türkmenlerin hakimiyetinden hoşnut olmaları zaten beklenmiyordu. Halk arasında Cimri sıfatıyla anılan ve biraz meczup yönü olduğu söylenen yeni sultan Aladdin Siyavuş’u hükümdarlığa pek yakıştıramıyorlardı. Açıkçası Konya’nın seçkinleri, yörük Türkmenleri ikinci sınıf gördükleri için Karamanoğulları beyinin işleri ele alması hiçbirisinin hoşuna gitmedi. Ancak Karamanoğlu Mehmet Bey, sert ve kararlı birisi. Yıllar önce Selçuklular tarafından öldürülen babası ve amcalarının intikamını almaktan çekinmeyeceğini herkes biliyor. Nitekim direniş için onları karşılayan Selçuklu askerlerini kılıçtan geçirdikten sonra Atpazarı ve Çaşnigir kapılarını yakarak kente girdiler. Önceden belirledikleri seçkin kişilerin konaklarını yağmaladılar. Sabık sultanın bıraktığı bürokratları katlettiler ve hazinedeki son paralara el koydular.

Peki, Konyalılar bu durumu nasıl karşıladı? Seçkinlerin direnişi kırıldıktan sonra iktidar değişimi kolayca gerçekleşti mi?

Uzun süredir Moğol baskısı altında kalan Konyalılar, ayakları çarıklı ve kızıl börk takmış Karamanoğlu askerlerinin tutumunu endişeyle evlerinden takip etmekle yetindi. Aladdin Siyavuş, başının üzerinde büyük sultan Alâeddin Keykubad’ın çetri ve şanlı sancağı, çevresinde göz alıcı elbiseler giyinmiş candarlar, çevgândarlar, silâhdarlar ve diğer görevliler olduğu halde şehirde dolaştırıldı. Daha sonra Aladdin Siyavuş hisara çıkarak Selçuklu tahtına oturdu. Ancak sıradan Konyalılar, bu durumun ne kadar kalıcı olduğundan çok da emin değil. Herkes Moğolların geri gelip intikam almasından endişe ediyor.

Bu durum karşısında Karamanoğlu Mehmet Bey neler yapıyor, kontrolü tam olarak ele alabilmek için ne gibi hamleler yapıyor?

Cimri sıfatıyla anılan Aladdin Siyavuş’un ülkeyi yönetme kapasitesi konusunda tereddütler var. Bu nedenle Mehmet Bey’in kendisini vezir olarak ilan etmesi bekleniyor. Ayrıca biraz önce şehirde cazgırlar dolaştırıldı. Bundan böyle divanda, devlet dairelerinde, sarayda, eğlence toplantılarında, çevgân oynanan seyirlikte hiç kimsenin Türkçe’den başka bir dil konuşmaması emredildi.

İşte bu çok ilginç. Karamanoğlu Mehmet Bey neden böyle bir emir verdi? Türkçe emriyle ne amaçlanıyor olabilir?

Selçuklu seçkinleri, Moğolların gelmesinden sonra işgalcilerle adeta ortak dil haline gelen Farsça konuşmayı tercih ediyor. Açıkçası Selçuklu sarayının birçok bürokratı ve din adamları Fars kökenli olduğu için Farsça resmi dil haline gelmişti. Yazışmalarda Arap alfabesi kullanıldığı için çoğunlukla ikinci dil olarak Arapça konuşuluyor. Türkçe, kırsal kesimde konuşulan bir dil olarak küçük görülüyor. Oysa sıradan Selçuklu Türkleri evde, tarlada, çarşıda Türkçe dışında bir dil konuşmuyor. Ancak ülkeyi yöneten seçkin azınlık onlara değer vermediği için Türkçe benimsenmiyor. Karamanoğulları, Türkçe mecburiyeti getirerek bir anlamda bu seçkinlere ayar vermiş oluyor. Ancak biraz önce ismini vermek istemeyen birkaç seçkin isimle konuştum. Onlar bu durumun geçici olduğunu, Moğolların kısa süre içinde geri döneceğini ve herşeyin eskisi gibi olacağını düşünüyor. Karamanoğlu Mehmet Bey’in Farsça ve Arapça bilmeyen bir cahil olduğunu iddia ediyorlar. Türkçe emrini de buna bağlıyorlar.

Peki sevgili Melike, sence gerçekten Karamanoğulları Konya’da ne kadar kalıcı olabilecek? Geçici bir durum mu söz konusu, yoksa tersine uzun süreli bir Türkmen hakimiyeti beklenebilir mi?

Selçuklu ülkesinde son dönemde herşey o kadar hızlı değişiyor ki Konya’daki durumun çok uzun süreceğini pek sanmıyorum. Ancak Moğol baskısı biterse bu toprakların gerçek sahipleri olan Türkler, kalıcı olarak Anadolu’nun efendisi haline gelecektir.

Zaman Mekan Televizyonunun Ortaçağ muhabiri Melike Meryem, bizi 1277 yılı Konyasına götürdü. Kenisine teşekkür ediyoruz. Dünya tarihinin gizemli dönemeçlerinden canlı bağlantılar kurmaya devam edeceğiz. Bizi izlediğiniz ve ayrılırken kanalımıza abone olduğunuz için teşekkür ediyoruz.