SEYİRCİ SAYISI

Ekonomi 101 dersine girenlerin yabancı olmadığı bir kavram vardır. İngilizcesi “scarcity”, Türkçesi ise “kıtlık”tır. Sosyal Bilimler alanında eğitimini sürdüren birçokları gibi ben de ekonomiye giriş dersinde, hocanın tahtaya “scarcity” yazmasıyla bu kavramı öğrenmiştim.

Peki, seyirci sayısıyla da yakından ilişkili olduğunu düşündüğüm bu kavramın anlamı nedir? Kısaca açıklamak gerekirse, kıtlık kavramı, kaynakların sınırlı; ihtiyaçların ise sınırsız olması durumunu ifade eder. Bu nedenle, “homo economicus” olan (iktisadi insan - sınırlı bütçesiyle rasyonel seçimler yapan) birey, elindeki sınırlı kaynaklarla tercih yapmak zorundadır.

Örneğin, 100 liralık bir bütçesi varsa bu parayla sinemaya gidebilir, kitap alabilir ya da biriktirebilir. Ancak her şeyi aynı anda yapamaz. Bu yüzden bir seçeneği seçerken, diğerinden vazgeçmek zorunda kalır.

Kıtlık kavramı, aslında biraz da alternatiflere gönderme yapan bir kavramdır. Alternatifler arasından seçim yapmak zorundasınızdır. Bana kalırsa, Samsunspor taraftarları da benzer bir durum yaşıyor. Sınırlı bir bütçeleri var; bu bütçeyle her maça gelemiyorlar. Bazı maçları seçiyorlar ya da maçı seçmek yerine diğer ihtiyaçlarını karşılamayı tercih ediyorlar.

Peki, bu duruma çözüm bulabilmek için ne yapmalı?

Bilet fiyatlarını, sınırlı bütçeye sahip kitlenin tercih edebileceği bir seviyeye çekmek makul bir çözüm gibi görünüyor. Zira eski adıyla Maraton Tribünü’nde bir Avrupa maçı izlemek için 1.250 lira gibi bir bedelin gözden çıkarılması gerekiyor.

Buna ek olarak, hemen hemen herkes maça ailesinden ya da çevresinden birkaç kişiyle birlikte geliyor. Bu da söz konusu miktarın toplamda oldukça yükselmesi anlamına geliyor. Samsunspor taraftarının kahir ekseriyetinin alt-orta sınıf insanlardan oluştuğunu göz önünde bulundurursak, bu paranın asgari ücretin üçte birine ya da dörtte birine denk geldiğini görürüz. Bu durumda, seyirci sayısının neden istenilen seviyede olmadığını daha iyi anlamak mümkündür diye düşünüyorum.

Seyirci sayısı konusundaki anlaşmazlığın yalnızca taraftarlar ile karar vericiler arasında değil, taraftarların kendi aralarında da yaşandığı görülüyor. Taraftar tipolojisinde sıkı, orta ve gevşek bağlılık olarak adlandırılan üç farklı taraftar tipi vardır. Takımına sıkı bağlarla bağlı olan taraftarlar, orta ya da gevşek bağlı taraftarları genellikle ayıplayıp yadırgarlar. Bizde de buna benzer bir durum söz konusu.

Ben bu tutuma küçük bir eleştiri getirmek isterim. Eğer bu eleştirilen, maçlara yeterince ilgi göstermeyen Samsunlu ya da Samsunsporlular, “gerçek Samsunsporlu” veya onların tabiriyle “kemik Samsunsporlu” değilse, o halde sitem etmenize gerek yok. Çünkü zaten sizden değiller; dolayısıyla önemli de değiller.

Yok, eğer stadın dolması adına bu insanların maça gelmesi önemliyse, o halde bu insanların neden gelmediğini ya da gelemediğini anlamaya çalışın. Ekonomi, bir alt yapı faktörüdür ve üst yapı olan toplumsal meseleleri, eğitimi, sporu, kültürel hayatı, dini, hukuku vb. alanları belirler.

Samsunspor yönetimi, ligin sonuncusuyla oynadığı maçta dahi 3.000 liraya bilet sattı.  Ligin sonuncusuyla oynanan bir maçta 3.000 liralık bilet satmak, bana sorarsanız, insanlara açıkça “Siz bu maça gelmeseniz de olur; gelecekseniz de dilediğiniz yerde izleyemezsiniz” demekten farksızdır. Zira böyle bir maçın 3.000 liralık bir reytingi yok.

Bundan sonraki süreçte seyirci sayısını büyük ölçüde, yönetimin uygulayacağı bilet politikası belirleyecektir. Temennim, bilet fiyatlarının makul bir seviyeye çekilmesi yönünde. En azından muhteşem bir şekilde ilerleyen Avrupa serüveninde stadın tam kapasiteyle dolu olması, hem şehrimiz hem de takımımız için büyük önem taşıyor.

Muhteşem başladığımız Avrupa kupası maçlarında bilet fiyatlarını ve seyirci sayısını tartışıyor olmamız, camia olarak enerjimizi yanlış bir yere yönlendirdiğimizi gösteriyor. Oysa taraftar desteğine, özellikle Avrupa’da, her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.  Eskilerin de dediği gibi: Ağaç, dalıyla gürdür.

Yazımı, Atatürklü arma ile Avrupa kupasında unutulmaz anılar biriktirme temennisiyle bitirmek istiyorum.