Zaman olur bir haber yalnızca bir olayı anlatmaz; sistemin gelişmesi gereken yönlerini, çarpıklıkları, bir milleti ihmal etmemenin tarihi sorumluluğunu, bakmakla görmek arasındaki farkı gôrüldüğü halde çözme konusunda yetersiz kalınan sorunları da gözler önüne serer.
Bir Haberin Anlattıkları
Kuzey Makedonya’nın Gostivar şehriyle ilgili Vardar Press’in (Vardarpress.com, Ekim 18) yaptığı haber, o bölge özelinde ve Balkanlar genelinde Türklerin eğitim konusunda ne gibi sıkıntılar çektiğini bir kez daha kamuoyunun dikkatine sundu.Bilmeyenler için Makedonya’ya bağlı Gostivar şehrini tasvir edelim, Gostivar, ülkenin kuzeybatı kesiminde yer alan, Üsküp ve Kalkandelen’den sonra gelen Arnavut, Makedon, Türk ve Romanların ağırlıkta yaşadığı büyük yerleşim yerlerinden birisidir. Şehrin köklü bir Türk nüfusuna sahip ve belediyenin üç resmi dilinden birisinin Türkçe olması şehri bizim için daha da önemli kılıyor.
Türkçe Ders Kitapları Sorunu
Habere göre Gostivar’da bazı ilkokullarda 5. sınıfa giden Türk öğrencilerin eğitim-öğretim başlamasına rağmen hâlâ ders kitapları yok. Ücretsiz dağıtılması gereken kitaplar haftalar geçmesine rağmen öğrencilerle verilemedi. Öğrenci ve veliler çaresiz. Basında ifade edilen bu tablo sıradan bir gecikmenin ötesinde eğitimde eşitsizliğin vücut bulmuş hali olarak değerlendirilmelidir. Neden sadece Türkçe ders kitapları dağıtılmadı? sorusu akıllara geliyor. Çünkü Kuzey Makedonya’da her vatandaşın anadilde eğitim görme hakkı var. Her türde ders kitabının yazılması ve dağıtılması Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanlığının sorumluluğunda. Ancak ülkenin ekonomik şartları, politik koşulları ve çeşitli etnik kimliklere sahip olması, etnik kimliklere karşı farklı tutumlar, eğitimde karşılaştığımız problemler. Vardar Press haberinde, kitapların hala dağıtılmamasının lojistik sorun olmadığı, aynı ülke vatandaşları arasında Türk nüfusuna sistemli olarak ayrımcılık yapıldığı algısının güçlü olduğunu vurguluyor.
Yıllar Önce Soruna Çözüm Üretilmişti Ama…
Yıllar önce bu problem tespit edilmiş dönemin Türkiye Üsküp Eğitim Müşaviri Prof. Dr. İlker Kösterelioğlu, ders kitapları ile ilgili bir çalışma hazırlayarak Milli Eğitim Bakanlığına sunmuştu. Stratejik bir eylem planı oluşturulmuştu. Eğitsel ve diplomatik bir bakış açısıyla Kuzey Makedonya özelinde Balkanların genelinde uygulanabilecek projeye göre; Kuzey Makedonya’da yaşayan 8 bin Türk çocuğu için anadillerinde eğitim alabilmeleri ve ders kitaplarını hazırlama sorumluluğunu Türkiye alacaktı. Bu projeyle Kuzey Makedonya eğitim müfredatına uygun kitapların Türkçe hazırlanması, mevcut kitapların Makedoncadan Türkçeye çevrilmesi ve çeşitli ders meteryallerinin öğrencilere ulaştırılması amaçlanmıştı. Makedonya ile Türkiye arasında diplomatik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde Türk çocuklarının Türkçe eğitim almasının önündeki engeller kalkacak, sorunlar kalıcı olarak çözülecekti.
Bu Proje Neden Önemli
Önemli çünkü bu proje Türk çocuğunun kimliğini koruyacak. Önemli çünkü eğitim diplomasisi yumuşak güç, Balkanlardaki Türk nüfusu ile Türkiye arasındaki bağlar kopmayacak. Önemli çünkü Türk Dünyası yüzyılı dediğimiz bir dönemde, Türk Birliğini bu kadar yüksek sesle dile getirdiğimiz bir süreçte, Balkanlar olmadan Türk Birliği olmaz gerçeğini bize haykırıyor. Önemli çünkü Türkiye Balkanlardaki Türk soydaşının en temel hakkı olan Türkçe eğitim hakkını görmezden gelmeyecek kadar Türkçe ders kitap sorununu çözecek kadar vizyon ve misyon sahibi olmak zorunda.
Kuzey Makedonya’da Yarım Kalan Diplomasi
Her başarı maalesef her zaman ödüllendirilmez bazen de cezalandırılır. Eğitim Bilimleri Profösürü İlker Kösterelioğlu Milli Eğitim Bakanı değişince bir gece aniden görevden alınıyor. Devlette devamlılık esastır aslında, tamam Sayın Hocamı gôrevden aldınız da bari projesi gôrevde kalsaydı. Ve maalesef proje de Prof. Dr. İlker Kösterelioğlu’nun gôrevden alınması ile rafa kalkıyor. Bugün biz hala nasıl olur da Türk çocukları Gostivar’da, Kuzey Makedonya’da “Türkçe” ders kitaplarına ulaşamazı tartışıyoruz. Hasta belli, doktor reçete yazıyor, hastalığı tedavi edecek ama doktora sen bu reçeteyi uygulama hastalığı tedavi etme diyebiliyoruz. Sayın Kösterelioğlu’nun ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda yaptığı çalışmalar maalesef kişisel çabaların ötesine geçemedi. Peki, ne yapıldı? Hocamızın kurumsal akılla, vizyoner ve stratejik çalışmaları sürdürmesi için desteklemesi gerekirken ehliyet ve liyakatın aksini önceleyen tercihler ön plana çıktı.Bilimsel üretim, yenilikçi proje geliştirme ve akademik liderlik ikinci plana itildi. Kişisel ilişkiler, devlet aklının ve kurumsal hedeflerin önüne geçti.
Yetkililere Açık Çağrım
“Balkanlarda da Türk Var” başlıklı yazımda Balkanlardaki Türk okullarının durumunu, Balkanlardaki Türk nüfusun zamanla nasıl asimile edilmeye çalışıldığını vurgulamıştım. Sayın Milli Eğitim Bakanımız ve Ak Parti Türk Devletleri ile ilişkiler Başkanı başta olmak üzere tüm yetkililere sesleniyorum; Balkanlarda da Türk var, Türk Dünyası da Türk Birliği de Balkanlardaki Türkler olmadan yarımdır. Balkanlardaki Türk’ün sorunlarına çözüm üretmek Türkiye’de yaşayan milyonlarca Balkan Türk’ünün gönlüne dokunmaktır. Eğer Balkanlarda Türk öğrenciler bu devirde Türkçe ders kitaplarına ulaşamıyorsa, anadilde eğitim alması zorlaştırılıyorsa nerde Türkiye’nin mazluma, masuma umut olan büyük devletliği? Bugün Gostivar’daki çocukların yaşadığı sorun sadece pedagojik bir mesele değil, onlar açısından kimliklerini yaşatabilme ve eşit vatandaşlık haklarından yararlanma meselesidir. Sorun varsa çözüm de hazırdır, çözecek enerjiye de bu ülke sahiptir. Yeter ki! irade gösterilsin. Yeter ki! Balkan Türkleri unutulmasın. Gostivar’dan yükselen bu çığlık duyulmalı, aksi halde bugün kitap bulamayan çocuklar, yarın kendini ifade edecek Türkçe kelime bulamaz. Bir millet, başka coğrafyalarda da nefes alıyorsa o millet büyük millettir, o devlet güçlü devlettir.


