Batı efsanelerindeki kurt adamlar dolunayda ortaya çıkar. Bu nedenle insanların birçoğu dolunaylarda tedirgin olur.
Aslında dolunayda dolaşan kurt adamların öyküleri, Türk Mitolojisinin kahramanı bozkurt destanlarıyla uzaktan akraba sayılabilir.
Bu ayrıntıya belki başka zaman yeniden değiniriz.
17 Ekim 2024 günü saat 14’ü 25 geçe, koç burcunda 24 derece açıyla bir dolunaya tanık olacağız.
Astrolojide dolunaylar her zaman önemli dönemeçlerdir.
Ancak bizi bekleyen dolunay, her zamankinden daha güçlü etkiler yapma potansiyeli taşıyor.
Üst üste gerçekleşen tutulmaların ardından gerçekleşmesi bir yana sert açılar taşıması, koç burcunda gerçekleşiyor olması ve yüksek enerji taşıması nedeniyle bu dolunayın etkileri her zamankinden çok olacak gibi görünüyor.
Bu gökyüzü olayından başlayarak önümüzdeki şubat sonuna kadar beklediğimiz dalgalanmalar ve önümüzdeki yılın astrolojik haritasını inceleyerek Türkiye’de, dünyada, özellikle İran, İsrail, Rusya ve Yunanistan gibi ülkelerde olması muhtemel gelişmeleri uzun uzadıya anlatmaya çalışacağım.
Ancak çok yakın vadede bu dolunayın sert dönüştürücü etkilerinin bizi izleyen herkesin günlük yaşamına etkilerinin çok güçlü olacağını söylemek zorundayım.
Özel hayatınızda anlaşmazlıklar, kavgaya varan gerilimler, ağızdan çıkan tatsız sözcükler, kırgınlıklar bu dönemin tipik özelliği olacaktır.
Bu nedenle sakin davranmayı, alıngan olmamayı, dilimizi tutmayı ve tepki vermek için acele etmemeyi tavsiye ediyorum.
Bu davranışlar, sizi daha fazla yorulacağınız gerilimlerden kısmen uzak tutabilir.
Öte yandan başlamış yarım işlerin tamamlanması, zorlukların üstesinden gelme gibi son tahlilde olumlu olacak gelişmeler yaşayabilirsiniz.
Dolunayı takip eden günlerde sakarlıklar, kazalar, tatsız tesadüfler olağandır.
Bilimsel gelişmeler, yeni icatlar bu dönemde mümkün olmakla birlikte insanlık yararına buluşlar olacağından emin olamıyorum.
Sanat dallarıyla uğraşanlar için ilham perilerine açık günler olacak, önemli sanat eserlerinin doğuşuna sahne olabiliriz.
Öte yandan dolunayın dünyaya ve elbette ülkemize etkileri olacak.
Dolunayın dünya haritasında tepe ve ayakucu çizgisinin Almanya, Fransa, İsviçre ve İtalya gibi batı Avrupa ülkelerinin üzerinden geçmesini önemsiyorum.
Paris, Berlin, Roma, Viyana gibi kadim şehirlerin bu bölgede olmasını kaydadeğer görmeliyiz.
Bu şehirler, dünya tarihine iz bırakan olaylara, kararlara ve eylemlere tanıklık etmiştir.
Haritanın çok yakınlarında olan İngiltere, İspanya, Polonya ve İsveç gibi ülkeler, dolunayın yaratacağı astrolojik atmosferin etkisini güçlü hissedecektir.
Bu süreçte Mars çizgisinin Ukrayna’nın doğusu, Kırım, İstanbul, İzmir üzerinden Ege denizine açıldığını görüyoruz.
Bildiğiniz gibi mars, her zaman kavga ve çatışmayı tetikler.
Ukrayna’daki durumu zaten herkes biliyor.
Ancak bu hattın İstanbul ve İzmir’i adeta teğet geçmesini endişe verici kabul etmek gerekir.
Ege Denizinde Türkiye ile Yunanistan arasında artan gerilimler, gemi ya da uçak kazaları, savaş amaçlı taşıtların uğradığı kırımlar gerçekleşirse bu beni şaşırtmayacak.
Haritayı incelediğimde dolunay döneminde uranüs ve venüs hattının Ankara’nın biraz kuzey doğusunda, Orta Karadenizin güneyinde çakıştığını görüyoruz.
Uranüsün bulaştığı bu türden çakışmalar bizi endişelendirir.
Çünkü aklımıza doğal afetler, büyük kazalar ve huzursuzluk gibi sıkıntılar gelir.
Allah korusun, tedbirli ve uyanık olmakta yarar var.
Diğer yandan venüs çizgizinin önümüzdeki günlerde Lübnan, Suriye, İsrail ekseninden geçecek olmasını bir kenara kaydetmek gerekir.
Venüs genellikle bize barışı çağrıştırır.
Ateş hattından venüsün gelip geçmesi, geçici bir ateşkes ya da barış için diplomatik çabalar gibi etkiler yaratablir.
Ancak bu gelip geçici bir durum, venüs çizgi uzun zaman buralarda kalmayacak.
Dolunayın etkisi birkaç hafta içinde gelip geçecektir.
Ancak gökyüzünün astrolojik analizlerini yaparken beni fazlasıyla huzursuz edecek ayrıntılar yakalıyorum.
Şimdi söyleyeceğim cümleyi lütfen hiç aklınızdan çıkartmayın.
2025 yılı, dünya tarihinde çok derin izler bırakan olaylara sahne olacak.
Aslında sözünü ettiğim bu süreç bir yıldan biraz daha uzun gibi görünüyor.
Kasım 2024 ile mayıs 2026 arasındaki dönemi işaret etmeye çalışıyorum.
İçinden geçtiğimiz dönemde ülkemizi saran kadın ve çocuk cinayetleri, hayvanlara karşı işlenen suçlar raslantı ile açıklanamaz.
Bunların sosyolojik ve ekonomik analizlerine saygı duyuyorum.
Ancak astrolojik açıdan baktığımızda şiddet dalgasının mars ve koç etkileşimleriyle bağlantısını inkar edemeyiz.
Bu süreçler, vicdan ile bağlantılı yengeç etkilerinin ülkemizin ruh haline etkilerinin artacağı döneme kadar, yani en az bir buçuk yıl kadar devam edeceğini söylemeliyim.
2026 ilkbaharına kadar olan dönemde Türkiye, sürekli olarak ani alınmış tepkisel kararlar, kazan kazan formülleri içeren radikal anlaşmalar, hızlı fikir değişiklikleri, aniden ortaya çıkan görüş ayrılıkları ve beklenmedik savrulmalar yaşayabilir.
İsrail’e özel bir parantez açmak gerekiyor. 14 Mayıs 1948 tarihli ve saat 16’ya göre doğum haritasına bakarak Tel Aviv merkezli bir astrolojik analiz yaptığımızda önümüzdeki dönemde baskın mars etkisi hemen göze çarpıyor.
Yakın gelecekte sert, saldırgan, yayılmacı ve gözünü karartmış bir İsrail’e tanık olacağız.
Bunu Amerikan başkanlık seçimleri öncesi başlatırlar mı, emin olamıyorum.
Ancak yakın gelecekte İsrail’in Lübnan ve Suriye’ye doğru atılım yapacağını söylemeliyim.
İran’ı sahaya çekmek ve onlarla açıktan savaşmak istiyebilirler.
Nitekim Suriye’nin 16 Eylül 1941 tarihli, saat on bir kırk beşteki doğum haritasını Şam odaklı analiz ettiğimizde baskılar, bölünmeler, savaşlar görüyoruz.
İran devletine yönelik bir astrolojik harita yapmak biraz zor, çünkü bu ülkenindoğum tarihinin ne olduğu konusunda tartışmalar bulunuyor.
Bunun yerine İran dini lideri ve cumhurbaşkanının analizleri daha doğru sonuçlar verecektir.
Fakat onların kesin doğum tarih ve saatlerinden emin olamadığımız için Tahran merkezli astrolojik analiz yapmayı doğru bulmuyorum.
Öte yandan İsrail’in Suriye’ye ve Lübnan’a doğru yapacağı her hamleden sonra Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta sahada daha fazla görüneceğini düşünüyorum.
İsrail ile Türkiye arasındaki yükselen gerilim, zaman içinde karşılıklı çıkarlar doğrultusunda yatışabilir.
Ancak bunun için zamana ihtiyaç var.