Elbette küçük Narin’in başına gelenlerden milletçe sarsıldık, ancak önce milletin sonra da devletin gösterdiği hassasiyeti takdir etmek gerek.
Ancak Narin cinayetinin münferit bir olay olmadığı gerçeğini ıskalamayalım.
Memleketin her köşesinde çocuklarımıza, kadınlarımıza ve çaresiz insanlarımıza karşı korkunç suçlar işleniyor.
Bunların sadece küçük bir bölümü Narin Cinayeti kadar kamuoyunu tarafından biliniyor ve adaletin hızlı biçimde sağlanması için hassasiyet gösteriliyor.
Eğer olay sosyal medyada ve yaygın basında duyulup bir duyarlılık oluşmasaydı Narin’in cesedi bulunabilir miydi, suçlular tespit edilebilir miydi, cinayet çözülebilir miydi? Ben emin olamıyorum.
Ancak benim asıl üzerinde durmak istediğim konu, Narin’in canını alıp bir dere kenarına atan hoyratlık!
Buna benzer korkunç olaylar zannettiğimizden çok daha yaygın.
Nitekim Narin olayı daha bitmeden yurdumun bir başka köşesinden iki yaşında bir bebeğin istismara uğrayıp öldüğü haberi geldi.
Minik bebeğin ailesinin istismarı saklama gayreti, çocuğumuza bu kötülüğü yapanların komşuları olması ve elimin yazmaya varmadığı başka detayları düşündükçe kahrolmamak elde değil.
Açık olmak gerekirse Narin’i ve iki yaşındaki bebeği hayattan koparan hoyratlıkların büyük bölümünün kamuoyu tarafından öğrenilmediğini düşünüyorum.
Ve aslında bu hoyratlıkların sonuçları bakımından vahim noktalara varmayan binlercesine hepimizin maruz kaldığına inanıyorum.
Akran zorbalığı, torpil, mobbing, liyakatsiz atamalar, küfür, taciz, dayak, tehdit, sosyal medya troller gibi zorbalıklar artık hayatın bir parçası haline geldi.
Okulda, işte, trafikte, mahallede, aile içinde her yerde bu hoyratlıklara maruz kalıyoruz. Bu çirkeflikler o denli aşırı boyutlara vardı ki neredeyse hayatın normalleri arasına girdi.
Narin’i hayattan kopartan hoyratlığın çözümünden birkaç gün sonra olayı hafızamızdan silip atacağımızdan hiç şüpheniz olmasın.
Özgecenlar, Müslimeler, Esralar, Leylalar ve ismi gazetelerde başharfleri verilerek geçiştirilen binlercesi gibi Narin de unutulacak.
Ta ki başka bir Narin, memleketi saran hoyratlıklara kurban oluncaya kadar.
Çok geçmeden ahlak ve vicdan kavramlarının A’dan Z’ye memleketin her köşesine sinmesini sağlamak lazım.