Zaman Yolcusu Zamira Kül Tigin'in yuğ töreni İçin Orhun Vadisinde
Zaman Mekan Makinesindeki Zaman Yolcusu Zamira programının yeni bölümünün çekimleri başladı. Yeni bölümde Türkistan muhabiri Temure Tamgacı bize Kül Tigin'in yuğ törenini Orhun Vadisinden canlı yayınla anlatacak.

Zaman Mekan Televizyonu stüdyolarına hoş geldiniz.

Ben zaman yolcusu Zamira.

Bugünkü yayınımızda 1 Kasım 731 tarihinde düzenlenen Kül Tigin’in yuğ töreni için Orhun Irmağı boylarına gideceğiz.

Asya ve Türkistan muhabirimiz Temure Tamgacı, Göktürk Kağanı Kül Tigin’in cenaze merasimi izlenimlerini bizimle paylaşacak.

Bağlantıyı kurmadan önce bizi izlediğiniz ve kanalımıza abone olduğunuz için teşekkür ediyor, iyi seyirler diliyoruz.

-          Sevgili Temure Tamgacı, yaklaşık 1300 yıl öteden ve 8000 kilometre öteden sana sesleniyoruz. Aradan geçen asırlara ve binlerce kilometre uzaklığa rağmen şu yaşamakta olduğun atmosfer Türk milleti için çok büyük değer taşıyor. Bize olan bitenlerden ve gördüklerinden bahseder misin?

-          Merhaba Zamira. Şu anda Orhun Irmağı Vadisinde, Koca Çaydam Gölünün dört kilometre kadar doğusunda çok büyük bir düzlüğün tam ortasındayız. Göktürk Kağanlığına bağlı boylardan binlerce kişinin yanı sıra komşu ülkelerden ve boylardan yüzlerce temsilci, birkaç ay önce hayatını kaybeden Kültigin Kağanın yuğ töreni için bir araya gelmiş durumda.

-          Temure, özür dileyerek araya giriyorum. İzleyicilerimizin anlayabilmesi için bulunduğun yeri şöyle tarif edelim. Sevgili Temure Tamgacı, şu anda günümüzde Moğolistan sınırları içinde kalan kuzey doğu Türkistan’da bulunuyor. Tam olarak söylemek gerekirse Cengiz Kağan’ın başkenti Karakurum’un 32 kilometre kadar güneyinde, Uygur Kağanlığının başkenti Karabalsagun’un ise 28 kilometre güney batısında, Türk tarihinin başladığı yer kabul edilen Ötüken’e oldukça yakın bir yerden yayını yapıyor. Hepimizin çok iyi bildiği Orhun Yazıtlarının olduğu noktada olduğunu söyleyebiliriz. Bakalım böylesi kutsal bir yerde neler yaşanıyor. Sevgili Temure Tamgacı, seni dinliyoruz.

-          Teşekkür ediyorum Zamira. Biraz önce söylediğim gibi Göktürklerin efsanevi kağanı Kültigin anısına düzenlenen yuğ töreni için büyük bir kalabalık toplanmış durumda. Kültigin, koyun yılının on yedinci günü yani sizin takviminize göre 27 Şubat 731 günü, bundan yaklaşık altı ay kadar önce ölmüş ve defnedilmişti. Bugün onun anısını yaşatmak ve Göktürk ulusunun ona saygısını göstermek için özel bir tören yapılıyor. Türk budunları, bu tür cenaze törenlerine yuğ adını veriyor. Ölen kişinin anısına ağıtlar yakılıyor, mezarına hediyeler bırakılıyor ve ardından Göktengri inanıcına uygun olarak merasimler yapılıyor.

-          Anladım. Peki törene kimler katılıyor? Hangi ülkelerden ve boylardan temsilciler görüyorsun?

-          Sevgili Zamira, Kül Tigin çok güçlü bir komutandı ve ülkeyi yöneten ağabeyi Bilge Kağan kadar sözü geçiyordu. Çevresindeki tüm ülkeler Göktürklerle iyi ilişkiler kurmak istediklerinin mesajını vermek için buraya en üst düzeyde temsilci gönderdi. Çin İmparatoru, Kıtay Kağanı ve Tibet Kralına ayrıca değineceğim. Ancak bendeki listeye bakılırsa bu üç büyük komşunun yanı sıra özellikle batıdaki ülkelerin komutan ya da prens düzeyinde katıldıklarını görüyoruz. Kültigin Göktürklerin baş komutanıydı ve kahraman bir savaşçıydı. Onun bu özelliğine uygun olarak Pers, Soğd, Oğuz ve Buhara tarafından komutanlar ve prensler gelmiş görünüyor.

-          Çinliler, Tibetliler ve Kıtaylılar için ayrı bir parantez açmak gerek demiştin. Ben oraya biraz takıldım. Merakımı hoş görürsen bu ayrıntıya yer verebilir misin?

-          Evet, ben de tam oraya geliyordum. Göktürkler ile Çinlilerin ilişkileri asırlardır inişli çıkışlı gidiyor. Bazen düşman oluyorlar ve binlerce kişinin hayatını kaybettiği uzun savaş dönemleri yaşıyorlar. Bazen dostluklar kuruyorlar. Ticareti geliştiriyorlar ve iki saray arasında akrabalıklar kurulmasını sağlayan hanedan evlilikleri yapıyorlar. Çinliler, Kültigin’in cenaze törenine hanedanın saygın isimlerinden birisini gönderdiler. Yanlarında büyük miktarda hediye getirdikleri söyleniyor. Ayrıca günün anısına dikilmek üzere bir anıt taş getirildi. Kültigin’in yeğeni olan Yollutigin bu taşın üzerine kazılan yazıları belirledi ve Çin sarayının gönderdiği altı taş ustası kazıyarak işledi. Öte yandan Göktürklerin doğu komşusu Kıtaylar, tören için sarayın ağıtçılarını gönderdi. Bu çok değerli bir adım çünkü Kıtay halkının Göktürklerin kahramanının ardından yas tuttuğunu gösteriyor. Öte yandan Tibetliler buraya vezir düzeyinde geldiler. Bilge Kağan’ın Tibetlilerin inandığı Budist inancına saygı duyduğu konuşuluyor. Bu nedenle Tibetliler ilişkilerini yakın tutmak istiyor.

-          Sevgili Temure Tamgacı, Çinlilerin katkılarıyla oluşturulan anıt taşı günümüzde Kültigin Yazıtı olarak biliniyor ve çok değer veriliyor. Göktürkler bu tür anıt taşlarına nasıl bir anlam atfediyor?

-          Göktürklerin kendilerine özgü bir alfabesi var ve runik harflerden oluşuyor. Ancak doğrusunu isterseniz yazışma yerine sözlü kültüre daha çok değer veriyorlar. Çinliler ve Fars ülkesi kağıt üzerine yazılmış belgeleri arşivliyor. Göktürkler, kendi gelenekleri uyarınca söz vermeyi ve yemin etmeyi daha değerli buluyor. Bilge Kağan, bu konuda gelenekleri değiştirmeye başladı. Göktürk harflerine önem veriyor. Daha önceki dönemlerde balbal denilen taş anıtlar dikiliyordu. Bizim bulunduğumuz bölgede birçok böyle balbal taşı var. Bilge Kağan, bunlardan esinlenerek yazılı anıt taşlar yaptırmaya başladı. Örneğin Göktürk hanedanından Tonyukuk anısına bundan on yıl kadar önce dikilmiş bir anıt taşı var.

-          Peki bu anıt taşlarında sadece Göktürk alfabesi mi kullanılıyor, yoksa başka ülkelerin dilleri kullanılıyor mu?

-          Bilge Kağan, Göktürk Devletinin dünyayla ilişkilerine değer veriyor. Ticaret ve diplomasi için Çin ve Pers dillerinin bilinmesi gerektiğinin farkında. Bu nedenle Çince’nin yanı sıra Pers dilinin doğu lehçesi olan Soğdça dillerine anıtlarda yer veriyor. Bunu imparatorluk vizyonunun bir parçası olarak görmek lazım.

-          Peki son olarak Göktürk halkı bu yas gününe nasıl katkı veriyor? Biraz bundan söz edebilir misin?

-          Göktürkler nazarında gerçek bir halk kahramanı olan Kültigin çok sevilen bir komutandı. Ayrıca ağabeyi Bilge Kağan’ın onu çok sevdiğini herkes biliyor. Ölümünün üzerinden 6 ay geçtikten sonra onun anısını yaşatacak büyük bir devlet töreni yapılması, bu söylediklerimi kanıtlıyor. Ülkenin her yerinden bakşılar ve kamlar tören için geldiler. Etraflarında büyük halkalar halinde toplanan Göktürk halkı, onların ağıtlarını hüzün içinde dinleyerek göz yaşı döküyor. Kültigin’in mezarının olduğu türbenin sunaklarına mavi sincap ve kunduz derisinden yapılmış kıymetli hatıralar bırakılıyor. Kültigin’in ardından kanlı göz yaşı dökme geleneğine uygun olarak yüzlerine çizikler atarak ağlıyorlar. Bilge Kağan’ın da altı aydır yas tuttuğu ve gözlerinde yaralar çıktığı söyleniyor.

-          Orada bulunmak gerçekten ilginç bir deneyim olmalı. Sevgili Temure Tamgacı, anlattıkların için teşekkür ediyorum. Göktürk atalarımıza baş sağlığı diliyorum. Kültigin Kağan, dileriz cennete ya da o günkü söylenişi ile uçmağa gitmiştir.

Zaman mekan televizyonu ekranların bugün 1 Kasım 731 yılına uzandık ve Göktürk Hanedanının yetiştirdiği büyük kahraman Kültügün anısına Orhun Vadisinde yapılan görkemli yuğ törenini muhabirimiz Temure Tamgacı’dan dinledik.

Bir sonraki yayınımızda, tarihin bambaşka bir dönemine gideceğiz ve muhabirlerimizden gelişmeleri alacağız.

Yenden görüşmek dileğiyle, bizi izlediğiniz ve kanalımıza abone olduğunuz için teşekkür ediyoruz.